19 Ağustos 2017 Cumartesi

Çocuklara Kurban Bayramını Anlatmak

Her kurban bayramı sonrasında çok sayıda çocuğun travmatize olduğunu ve bazen bu travmanın etkilerinin yaşam boyu sürdüğünü görüyoruz. Bu nedenle yetişkinler için bile zaman zaman zorlayıcı özellikleri olan kurban kesme ritüelinden çocukların uzak tutulması ve öncesinde-sonrasında çocuğu koruyacak önlemlerin alınması son derece önem taşıyor.

Anne baba ve toplum olarak çocukların her türlü şiddet ve vahşet içeren görüntüden korunmaları gerektiğini biliyoruz. Çocuklar bir karıncanın bile incinmesinden, ezilmesinden derin bir üzüntü duyabiliyorlar. Aksi şekilde eğitilmedikleri müddetçe her çocuk hayvanları, doğayı severek büyüyor. Doğadaki hiçbir şeyin incitilmesini, zarar görmesini istemiyorlar. Doğanın kendi düzeni içinde, yaşamın devamı için gereken besin döngüsünü de 6-7 yaş civarında anlayabilecek olgunluğa erişiyorlar. Bu yaşta artık –yine aşırı vahşet ve kan içermeyen- belgeselleri izleyip, hayvanların yaşamlarını sürdürebilmek için birbirlerini avladıklarını anlayabiliyorlar.
İnsanların hayvansal gıdaları tüketmelerinin mantığını da aynı kapsamda öğrenmeleri mümkün olabiliyor. Aslında insanların sağlıklı beslenebilmeleri için bu gıdalara ihtiyaç olduğu mantığını anlayabiliyorlar.

Ancak kurban bayramlarında maalesef hayvanların kesilme ritüelleri çok göz önünde oluyor. Birçok çocuk akşama masaya gelecek hayvanla tanıştırılıp, hayvanı besleyip onunla duygusal bağ kuruyor. Hatta bazen kesilmesine tanık oluyor. En iyi ihtimalle çocuklar televizyon ekranlarından bu görüntülere ulaşıyorlar. Yani her durumda kurban bayramları çocuklar için “vahşet” içeren, korku dolu, kan ve koku karışımı günler olarak yaşanıyor. Böylece çocukların kurban bayramının gerçek anlamını fark etmeleri zorlaşıyor. Bu nedenle çocukların kesinlikle tüm kesim görüntülerinden korunmaları gerekiyor.

Bayramların sevginin, güzel duyguların paylaşıldığı özel günler olduğu, bayram günlerinde yardımlaşmanın, dayanışmanın önemli olduğu anlatılmalıdır. Kurban kesme kısmının ise dini bir ritüel olduğu, amacın gıda ihtiyacı olanlara yardım etmek olduğu vurgulanmalıdır. Çocuklar hayvanların kesilmesi ile ilgili soru sorduklarında da; bunun kasaplar tarafından yapıldığı, hayvanların en az acı çekmesi için gereken önlemlerin alındığı anlatılmalıdır. Ve hiçbir şekilde ayakları, gözleri bağlanmış hayvanları görmemeleri, hayvanlar kesildikten sonra herhangi bir şekilde onların kanını veya atılan diğer organlarını da görmemeleri gerekmektedir.

Birçok konu yetişkinler için çok anlaşılır ve daha az rahatsız edici olabilir. Ama çocuklar yetişkin konularının çoğunu anlayabilecek, sindirebilecek ve yarattığı olumsuz duygularla baş edebilecek yeterlilikte, olgunlukta değildirler. Bu nedenle yetişkinler için sıradan ve önemsiz görünen bir konu çocuklar için çok rahatsız edici hatta çocuğu ruhsal olarak “hasta” eden sonuçlar doğurabilir. Kurban konusu da tam böyle bir konudur. Hayvanların kesilmesi kısmı her durumda çocuklara rahatsızlık verecektir. Bu nedenle konunun bu bölümünden çocukları uzak tutmak gerekir. Bayramların daha insancıl anlamlarına vurgu yapılması gerekir. Çocuklar bayramlarda büyükleri ziyaret etmenin önemini, yardıma ihtiyacı olan kişilere yardım etmeyi, gereksiz tüketim yapmamayı, bunun yerine ihtiyacı olanlara vermeyi, küskünlük ve kavga yerine barışmayı, çevreleriyle dostluk kurmayı öğrenmelidirler.

Özellikle 8-9 yaşından önce çocuklarda soyut düşünme becerisi tam gelişmediği için kurban kesmenin dini anlamını da anlamaları zor olacaktır. Bu nedenle küçük çocuklara konunun bu kısmının anlatılmasına gerek yoktur. Daha büyük çocuklara inançlar doğrultusunda bilgi verilebilir. Okul öncesi yaşlarda çocukların bu konuya hiçbir şekilde dahil olmamaları gerekir. Çünkü böyle bir travma için en tehlikeli dönemlerdir.


                                                                            Uzman Pedagog Belgin Temur
 

18 Ağustos 2017 Cuma

Çocuğunuz Okula Hazır Mı?

Her çocuğun okula başlamadan önce yeterli okul olgunluğuna sahip olup olmadığının incelenmesi gereklidir. Okula hazır olmak sadece bedensel ve zihinsel yetileri içermez. Aynı zamanda çocuğun psikolojik olgunluk seviyesinin de yeterince gelişmiş olması gereklidir.

Psikolojik Olgunlaşma Neleri Kapsar?

6 yaşında ve okula başlaması düşünülen bir çocuğun öncelikle yeterli özgüvene sahip olması gereklidir. Bunun için de anne ile olan bağımlılık probleminin çözülmüş olması gerekir. Çocuk kendi başına hareket edebilme, kendini rahat ifade edebilme, sosyal ortamlarda çıkabilecek problemlerle baş etme ve problem çözme becerisine sahip olmalıdır. Özellikle çocuğunuz okul öncesi eğitimi almamışsa psikolojik gelişiminin dikkatle değerlendirilmesi gereklidir. Sürekli tek olmaya ve ilgi odağı olmaya alışmış bir çocuğun birden bire bir sosyal grubun parçası olması başlangıçta çok zor olabilir. Okul öncesi bir kuruma devam eden, kendine güvenen, duygularını rahat ifade edebilen, tek başına hareket etmeye alışık, kurallara uyabilen, anne ya da baba ile ilişkisinde ciddi sorunlar yaşamayan bir çocuk genellikle ilkokula başlarken ciddi bir uyum sorunu yaşamaz. Anneye bağımlı yetişmiş, anne-babadan ve aile ortamından ilk kez ayrılan çocuklarda ise uyum sorunu yaşama olasılığı daha yüksek olmaktadır.

Diğer Gelişim Alanları

Psikolojik Olgunlaşmanın yanı sıra okula başlayacak bir çocuğun sosyal gelişiminin, dil becerilerinin, hareket yeteneğinin ve akademik becerilerinin de gelişmiş olması gerekmektedir. Yeterli kelime bilgisine sahip olma, düzgün cümle kurabilme, olayları bir düzen içinde takip edebilme ve anlatabilme-yorum yapabilme, el becerilerinin gelişmiş olması (kalem hakimiyeti, çizgi becerileri vs) bedenini rahat kullanabilmek, bedensel koordinasyon yeteneği, kavram bilgisinin (sayı-renk-şekil-yer bildiren kavramlar) gelişmiş olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra sorumluluk alabilmesi, yaşıtlarıyla rahat sosyal ilişkiler kurabilmesi ve bu ilişkileri sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi de sosyal uyum için gerekli önkoşullardır.

İlk “Okul” Deneyimi

İlkokul çok önemli bir ilk deneyimdir. Çocuğun öğrenme ve eğitim süreciyle ilk deneyimi neredeyse onun tüm hayatı boyunca “okul” ve “okumak” kavramlarını nasıl algılayacağını belirler. Bu nedenle okula gidecek çocuğumuzun okul ile ilgili ihtiyaçlarını tamamlarken onun psikolojik ve akademik olarak okula ne kadar hazır olduğunu da değerlendirmemiz gerekmektedir.

Okulda İlk Günler

Çocuğun kendi olgunluğu kadar dış koşulların da uyumu etkilediği bilinmektedir. Örneğin kalabalık sınıflar, öğretmenin ve ailenin ilk günlerde çocuğun performansına ait yüksek beklentileri de çocuğun ilk günlerdeki uyumunu olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

Anne-Babalara Öneriler

 Çocuğunuz okula başlamadan önce çocuğunuzun okul olgunluğuna erişmiş olduğundan emin olun;
 Bağımsız olarak hareket edebilme ve sorun çözebilme becerisine sahip mi?
 Kendini ifade edebilecek yeterli kelime bilgisine ve cümle kurma yeteneğine sahip mi? Duygularını ifade edebilir mi?
 Kendi ihtiyaçlarını karşılayabilir mi? (Yemek yeme, giyinme, temizlik vs)
 El becerileri yeterince gelişmiş mi?
 Genel koordinasyonu yeterli mi?
 İhtiyaçlarını geciktirebiliyor mu? (Beklemeye sabrı var mı?)
 Kurallara uyma becerisi gelişmiş mi?


 Okul ve öğretmenle işbirliği yapın; çocuğunuzu iyi tanıtın.
 Öğrenci sayısını göz önünde bulundurun.
 Okulda rehberlik servisi olmasına dikkat edin.
 Çocukların bireysel farklılıklarına özen gösteren bir okul seçmeye çalışın.
 Çocuğunuzun potansiyeline uygun bir okul seçin
 Çocuğunuzun okula hazır olup olmadığıyla ilgili endişeleriniz varsa yada okula başladığında okula uyumla ilgili problemler yaşıyorsa mutlaka bir uzmana başvurun. 

10 Ağustos 2017 Perşembe

Ailece Tatil

• Tatilin anne-babalar ve çocuklar için anlamı nedir?

Tatil ailelerin iş ve okul dışında birlikte keyifli vakit geçirebilmeleri için önemli bir fırsattır. Özellikle kış aylarında okullar açıkken aile içindeki tempolu, sürekli bir program dahilinde hareket etme zorunluluğu ve sürekli zamanla yarışma telaşı ister istemez tüm aile bireylerinin gerilmesine ve olumsuz bir ruh hali içine girilmesine neden oluyor. Bu nedenle de okulların kapanması ile birlikte evin içinde bambaşka bir ruh hali oluyor. Daimi zorunluluklar ve yetişme telaşı yetişkinler için de çocuklar için de stres verici özellikte oluyor. Ama çocuklar doğaları gereği çok daha dürtüsel oldukları için yaşam zorunlulukları dışında kendilerine keyif verecek aktivitelere yetişkinlere göre daha fazla ihtiyaç duyuyorlar. Ve bu ihtiyaçları karşılanamazsa gelişimleri bundan zarar görebiliyor. Bu nedenle tatil dönemi büyük önem taşıyor. Tatil zamanının çocukların keyif alacakları, ilgi duydukları, mutlu oldukları, eğlendikleri aktivitelerle doldurulması ve çocuklara kendi seçimlerini yapabilecekleri serbest zamanlar verilmesi çok önem taşıyor. Ayrıca özellikle okul yaşlarındaki çocukların tatil döneminde sosyal becerilerini geliştirmeleri ve başka çocuklarla bir arada olabilmeleri de önem taşıyor. Çünkü akranlarla bir arada olmak her zaman ruh sağlığı için koruyucu özellik taşıyor. Aynı şey anne babalar için de geçerli elbette. Ailece bir arada mutlu, keyifli, huzurlu zamanlar planlamanın dışında başka sosyal ilişkilere de yer vermek ve arkadaşlarla zaman geçirmek tatili daha verimli kılıyor. Ayrıca günlerin uzaması ile birlikte daha fazla açık havada bulunmak, duvarlar arasında sıkışmış olma psikolojisinden uzaklaşıp ferahlık hissi yaşayabilmek, keyif veren, eğlendiren, huzur veren aktivitelere yer vermek tatilin verimini artıracaktır. Aile bireylerinden birinin bile huzursuzluğu tüm aileyi etkiler. Bu nedenle tatil planlanırken herkesin kendini mutlu hissedeceği aktivitelere yer verilmesi gerekir. 


• Ailece tatil yapmanın önemi nedir?

Tatil her şeyden önce birlikte vakit geçirme fırsatıdır. Hem anne babaların çalışıyor olması hem de okul nedeniyle aileler bir arada olma, birlikte keyif yapma fırsatını bulamıyorlar. Hatta bir çok anne baba çocuğunun gelişimiyle ilgili bir çok özel zamana tanıklık edememekten şikayetçi oluyor. Bu nedenle tatil dönemleri herkesin birbirini anlaması, dinlemesi, birbirlerinin ihtiyaçlarını fark etmesi açısından da önem taşır. Çocuklar anne babalarını mutlu görmeye ihtiyaç duyarlar. Anne babanın gerginliği önce çocukları etkiler. Bu nedenle keyifli ve gerginlikten uzak zaman geçirmek ve bu mutluluğa çocuğun da tanık olması aile içi güvenin oluşmasında ve çocuğun ruh sağlığında önemli bir husustur. 


• Tatil de aileyle birlikte tatil yapmanın çocuk açısından önemi nedir?

Çocuklar neredeyse ergenlik yaşlarına kadar anne baba ile vakit geçirmekten çok keyif alırlar. Onların ilgilerini, sevgilerini hissetmek için tatil önemli bir fırsattır çünkü. Anne ve babasının her ihtiyaç duyduğu anda yanında olması, kendisinin onların gözünde değerli olduğunu hissetmesi, birlikte eğlenebilmeleri, ortak aktiviteler yapmaları çocuklar için çok önemli deneyimlerdir. Birçok çocuk yıllar sonra bile en çok tatil anılarını hatırlarlar. 


• Tatilin eşler arası ilişki için önemi nedir?

Kışın yoğunluğu, sürekli bir şeylerin yetiştirilmesi telaşı eşlerin de birbirlerinden biraz uzak kalmalarına neden olmaktadır. İşten gelinmesi, yemeğin hazırlanması, çocuğun ödev telaşı, banyo, yatma saati telaşı, erken uyanma, servisi yakalama telaşı derken eşler genellikle keyifli bir şey için bir araya gelememekte ve tüm aktiviteler görev gibi yapılmaktadır. Okulların kapanması ile birlikte öncelikle zaman kısıtlaması ortadan kalkar. Havaların geç kararması ve ısınması ile bazen eve daha geç gelinir, açık havada birlikte vakit geçirilebilir ve akşamları ödev ve erken yatma gibi bir zorunluluk olmaz. Anne-babanın çocuğu kontrol etme kaygıları azalacağından hem çocuklar ile anne baba arasındaki hem de eşler arasındaki ilişkiler daha keyifli bir hal alır. Eşler birbirleriyle ve arkadaşlarıyla daha fazla vakit geçirme fırsatı bulurlar. Bu nedenle herkes daha keyiflidir. 


• Tatil sırasında anne-babalar ve çocuklar kendilerine vakit ayırmalı mıdır? 


Aile bireylerinden birinin bile huzursuzluğu tüm aileyi etkiler. Bu nedenle tatil planlanırken herkesin kendini mutlu hissedeceği aktivitelere yer verilmesi gerekir. Anne baba ve çocuğun birlikte zaman geçireceği, eğleneceği programların yanı sıra aile üyelerinin her birinin yalnız başına kalabileceği ya da kendi arkadaşlarıyla farklı bir program yapabileceği şekilde esnek bir programa izin verilmesinde yarar vardır. 

• Tatil aile içi dengeleri nasıl değiştirir?

İş ve okul gibi zorunlulukların getirdiği sorumluluklar ve kış döneminde anne babaların ve çocukların sosyal ihtiyaçlarının yeteri kadar karşılanamaması aile üyelerinin huzursuz ve mutsuz olmalarına neden olabilir. Bu tür durumlarda aile üyeleri duygularını paylaşma ortamları bulamadığında bazı psikolojik sıkıntılar yaşayabilirler. Bu noktada aile bireylerinin tümünün birbirini anlaması, kendini rahat ve düzgün ifade edebilmesi, olumlu ve olumsuz tüm duyguların konuşulabilmesi ve dolayısıyla yaşanabilecek çatışmaların en aza indirilip etkin bir şekilde çözülebilmesi için etkili bir aile içi iletişime ihtiyaç vardır. Birçok ailede bu iletişimin yetersiz olduğu ve bu nedenle sıklıkla yaşandığı, sonuçta da huzursuzlukların, mutsuzlukların, ayrılıkların ve ciddi psikolojik problemlerin yaşanabildiği bilinmektedir. Bu nedenle yaz dönemi aileler için bir fırsattır. Aile içinde okul gibi çok önemli bir gündemin ortadan kalkmış olması ciddi bir rahatlama sağlar. Kışın problemlerini yaza da taşıyıp orada da huzursuzluğu devam ettirmek yerine yeni düzenlemelerin yapıldığı, birlikte keyifli zaman geçirilen ve sorunların konuşularak çözüm önerilerinin getirildiği bir tatil dönemi aile içi dengelerin olumlu yönde gelişmesine katkı sağlar. 


• Anne-babalara önerileriniz neler?

Yazı aile içindeki iletişiminizi yeniden gözden geçirmek için bir fırsat dönemi olarak değerlendirin
Çocuğunuza biraz daha esnek bir program hazırlayın.
Kış döneminde çok çalıştığını bu nedenle yazın dinlenmeyi, eğlenmeyi ve ilgi duyduğu aktivitelerle ilgilenmeyi hak ettiğini vurgulayın.
Birlikte sosyal programlar planlayın. Sevdiğiniz dostlarınızla, arkadaşlarınızla, mümkünse açık havada bir araya gelin ve çocuğunuzun da sevdiği kişilerle ve arkadaşlarıyla vakit geçirmesi için olanak yaratın. Okul döneminde yaşadığı öğrenme ve ders sorunları varsa bunları hafifletmeye yönelik düzenli bir program hazırlayın. Örneğin her gün kısa da olsa okuma-yazma ve akademik konulara yönelik bir çalışma saati olsun. Ancak bu programı yeniden bir baskıya ve sıkıntıya dönüştürmeyin. Günün kalan diğer kısmının birlikte keyifle geçmesine özen gösterin. Keyifli aktiviteleri çalışmanın sonrasına koyarsanız çalışmak için motive edici bir unsur olabilir.
Çocuğunuzun oyunlarını dikkatle gözlemleyin; oyun ortamı çocukların kendilerini en iyi ifade ettikleri ortamdır. Onların kaygılarını, sevinçlerini, üzüntülerini, korkularını, oyunlarını gözlemleyerek anlayabilirsiniz. fark ettiğiniz duygularını daha rahat ifade etmeleri için ortam hazırlayın. Olumsuz duyguları için onları yargılamayın, eleştirmeyin.
Özellikle kışın çocuklarıyla fazla vakit geçiremeyen babaların yazın bunu telafi etmeleri mümkün olabilir. Çocuğunuzla bol zaman geçirin, onu dinleyin, kendi duygularınızı anlatın. Sizi etkin, problem çözen, gerektiğinde övmeyi bilen, kendisini destekleyen ve zorluklar karşısında yüreklendiren bir baba olarak model alma fırsatı verin.
Esprili olun. Çocuklar problemlerin ele alınış biçimi esprili olduğunda problemin çözümüne daha fazla katılırlar. Ancak esprili olmak çocukla veya içinde bulunduğu durumla dalga geçmek şeklinde olmamalıdır. Bunun yerine durumun kendisinden hoş ve esprili bir yan bulmaya çalışılmalıdır.
Çocukların davranış problemleri karşısında hemen cezalandırıcı ve uyarıcı olmak yerine davranışa neden olan duygunun ne olduğunu anlamaya çalışın ve bu duyguyu çocukla konuşun. Özellikle kış döneminde anne-babadan fazla ayrı kalan çocuklar birden bire yoğun bir şekilde anne-baba ile bir arada olduklarında tam olarak nasıl ilgi alacaklarını bilemedikleri için bazı davranış problemleri gösterebilirler. Bu tür davranışları birer davranış problemi olarak ele almadan önce onu yeterince dinleyip dinlemediğinizden emin olun. Bazen sürekli yönerge vermek çocuğun duygularını gözden kaçırmamıza neden olabilir.


                                                                                         
                                                                            Uzman Pedagog Belgin Temur

                                                                           Özel Mavi Aile Danışma Merkezi