Bazen ebeveynler yemek yeme, uyuma saatleri, tuvalet eğitimi, alışveriş ve okula gitme gibi belirli bir düzen gerektiren konularda sıklıkla çocuklarıyla çatışırlar. Çocuklarının her şeye karşı gelen bir tavır içinde olduğundan yakınırlar. “Hiç sözümüzü dinlemiyor; bizimle her konuda çatışabiliyor; sürekli inatlaşıyor; eline geçirdiğini sahipleniyor; her şeye “bu benim” diyor; elinden alınınca huysuzlanıyor; alışverişte istediği her şeyin alınmasını istiyor ve onu alıncaya kadar kendini yerden yere atıyor” gibi sözlerle bu durumu ifade ederler.
İnatlaşma çocuklarda her yaşta görülebilir. Özellikle ergenlik ve 2-4 yaş dönemi çocukların kurallara en çok karşı çıktıkları, direnç gösterdikleri, “hayır” kelimesini en sık kullandıkları dönemlerdir. Çocuklar yalnızca anne babalarına değil çevrelerindeki tüm bireylere karşı çıkma eğilimindedirler. Bazen 2-4 yaş döneminde, çocuklarınızın anlam veremediğiniz tutarsız istekleri olur. Önceden çok arzuladıkları birşey önlerine konduğunda “ben bunu değil diğerini istemiştim” diye sızlanabilirler. Ve karşılarındaki kişiyi pes ettirene kadar bu çatışmaya devam edebilirler. İnatlaşma döneminin süresi ve şiddeti her çocukta değişkenlik gösterebilir ve aile tutumlarıyla çok bağlantılıdır.
Bazı durumlarda da inatlaşma anne babaya karşı bir tavır ya da ilgi ve sevgi ihtiyacı ile açıklanabilir. Anne ve babasından yeterli ilgiyi görmediğini düşünen çocuklar fark edilmek, ilgi odağı olmak, anne ve babasının dikkatini çekebilmek için de inatlaşma yoluna gidebilirler. Böyle durumlarda çocuğun hissettiği olumlu, olumsuz duyguları dinlemek, anlamaya çalışmak, öfke, üzüntü gibi duyguları hissedebilmenin ve dile getirmenin doğal olduğunu onlara aktarabilmek önemlidir. Ebeveynlerin de duygularını ifade ederek çocuğa model olmaları ve duygu ifadesine fırsat verecek ortamlar hazırlamaları son derece faydalıdır. Bazen de çocukların sadece okulda ya da sadece ev ortamında anne-babayla inatlaştığını gözlemleyebilirsiniz. Böyle durumlarda da uygulanan disiplin yöntemi, çocuktan beklenilen sorumluluklar, koyulan kuralların ne kadar tutarlı bir şekilde uygulanabiliyor olduğu gözden geçirilmeli; değerlendirilmelidir.
2-4 yaş döneminde yaşanılan inatlaşmalar bağımsız bir birey olma yolunda atılan adımlardan biridir aslında. Bir yaş itibariyle çocuklar çevrelerini deneme yanılma yoluyla keşfetmeye başlarlar; 2-4 yaş inatlaşma dönemi de bu keşfin bir parçasıdır. İnatlaşarak, çocuklar hem kendilerini, kendi kurallarını, bağımsızlıklarını kabul ettirmeye çalışırlar hem de çevredeki sınırlamaların, ailenin kurallarının ne kadar geçerli ve tutarlı olduğunu test ederler. Çocuklar varlıklarını kabul ettirebilmek için istenilen ne olursa olsun karşı çıkar ve sadece kendi istediklerini yapacaklarını kanıtlamaya çalışırlar. Unutulmamalıdır ki bu durum 2-4 yaş dönemi çocuklarında beklenilen normal bir gelişim sürecidir ve kişilik gelişimi açısından da oldukça önemlidir. Bu inatlaşmaların beklenilen bir süreç olduğunu bilmeyen anne babalar kendilerini çocuklarıyla anlamsız çekişmeler içinde bulurlar. Bu da ebeveynlerin hem kendilerini yıpratır; hem de çocuklarıyla olan ilişkilerine zarar verir.
Bu dönemde anne babalara düşen en önemli görev bu inatlaşmalar karşısında sabırlı olabilmektir. Çocuklarının inatlaşma döneminde olduğunu ve bunun normal bir süreç olduğunu hatırlamak anne-babayı rahatlatacağı gibi sabırlı ve hoşgörülü olmasını da kolaylaştıracaktır. Anne babalar sakin kalamadıklarında; inatlaşmalar karşısında bağırıp seslerini yükselttiklerinde çocuklar korkarlar ve ebeveynlerinden daha da uzaklaşır; inatlaşmaya devam ederler. Ebeveyn ve çocuk arasında bir iletişim problemi ortaya çıkabilir. Bu nedenle ani tepkiler vermektense beraber, çocukların fikirlerini de alarak yaşanılan sorunlara çözüm yolları üretmeye çalışmak önemlidir.
Hangi yaşta olursa olsun her çocuk belli sınırları olmasını ister; buna ihtiyaç duyar. Karşısında, kuralları uygulayan tutarlı bir anne baba görmekten hoşlanır; ancak böyle kendini güvende hisseder. Bu nedenle mutlaka önceden belirlenmiş anlaşılır ve net kurallarınız olsun. Çok fazla kural koymak yerine, çocuğun güvenliğini sağlayabilecek, onu tehlikelerden koruyacak, hayatını düzene sokacak basit kurallar seçin. Örneğin; okul öncesi dönemde daha çok özbakıma, yemek ve uykuya yönelik düzenlemeler yapın. İlerleyen yaşla ve artan sorumluluklarla beraber kuralları güncelleyin; gerekirse yeni kurallar ekleyin. Kuralları koyarken dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, beklentilerinizin çocuğunuzun yaşına, bilişsel ve psikolojik gelişimine uygun olmasıdır. Özellikle küçük çocuklarda kuralların anlaşılır olmasına özen gösterin ve basit bir dille açıklayın. Bazı kurallara birlikte karar verin ve bütün aile için geçerli kurallar da koyun. Bu çocuğunuzu daha iyi hissettirecektir. Ve tabiki kuralları uygulamakta tutarlı olun. Çocuğunuz sizi test edecektir ve ona karşı direnemediğinizi gördüğünde sizinle başedebileceğini düşünecek ve inatlaşmaya devam edecektir. Bu nedenle; önce “hayır” dediğiniz bir şeye sonradan “evet” dememeye özen gösterin. Sizin dışınızda çocuğunuzun çevresindeki diğer bireylerin de koyduğunuz bu kurallara uygun davranmasını sağlayın. Ancak o zaman çocuğunuzun kurallara karşı direnci azaltılabilir.
Ona kararlı ama yumuşak bir ses tonuyla yaklaşın. İstediği şeyi şu an yapamayacağını söyleyin ve bunun nedenini mutlaka açıklayın. Bu durumdan dolayı onun gibi sizin de üzgün olduğunuzu belirtin. Bunu hissetmesi çok önemlidir. Bu tarz bir yaklaşım, yaşanılan çatışmalar sonucu bozulan anne-baba ve çocuk ilişkilerinin düzelmesine de yardımcı olacaktır.
Ona kuralları hatırlatıp, istediğinin neden olamayacağını açıkladıktan sonra hala inatlaşmaya devam ederse bir süre bunu görmezden gelin. Yine de vazgeçmiyorsa, ilgisini başka bir yöne, sevdiği bir oyuncağa, hoşlanabileceği bir objeye, yemeğe çekmeye çalışın. Dikkatini dağıtabilecek çeşitli yollar deneyin. Oyunlar önerin; “Beraber kitap okumak mı istersin yoksa resim yapmak mı ?” gibi yerine getirebileceğiniz alternatifler sunun. Birçok şeyi onun seçmesine izin verin. Bu durum onun size karşı daha ılımlı yaklaşmasını da sağlayacaktır. Böylece, çocuğunuz, artık onu kendi kararlarını veren bir birey olarak kabul ettiğinizi hissedecektir. Örneğin; dışarı üstüne birşey giymeden çıkmakta inatlaşan çocuğunuza “Dışarı çıkarken bu hırkanı mı giymek istersin yoksa bu kazağını mı” diye sorabilirsiniz. Böyle davrandığınızda, çocuğunuz onun fikirlerine değer verdiğinizi, önemsediğinizi düşünecek ve yaşanılan olaya karşı direncini azaltacaktır. Çocuklar “hayır” ı da aslında anne-babalarından öğrenirler. Kendi isteklerine “hayır” dendiğini duyan çocuk, ondan istediklerinize “hayır” demeye başlar. Bu nedenle “hayır” kelimesini çok sık kullanmamaya çalışın. Aynı zamanda çocuğunuza cevabının hayır olabileceği sorular sormak yerine alternatifler sunup seçim hakkı tanımak da daha doğrudur. “Ayakkabılarını giyer misin?” yerine “Mavi ayakkabını mı yoksa pembeyi mi giymek istersin?” diye sormak daha uygundur. Alternatif sunmak çocuğun seçme ve karar verme yeteneğini geliştirdiği gibi özgüven gelişimini de destekler. Aynı zamanda kurallara uyumu da kolaylaştırır.
Çocuğunuz sizinle inatlaştığı sürece nelerle karşılaşabileceğini bilmelidir. Ona, kurallara uymamanın, anne-babanın sözünü dinlememenin bazı sonuçları olduğu hatırlatılmalı ve çocuğunuz bu sonucu yaşayarak öğrenmelidir. Bir süre olumsuz tavırlarını göz ardı edip, olumlu bütün davranışlarını desteklemek ve ödüllendirmek de ona kendini iyi hissettirecektir. Onun yanında başkalarına çocuğunuzun onayladığınız davranışlarından bahsedin ve onu övün.
Sonuç olarak; bütün bunları uygulamaya çalışırken onun bağımsız bir birey olma yolunda olduğunu unutmayın. Onun mantıklı isteklerine cevap vermeye çalışın; sadece kendi direktiflerinizle onu yönlendirmeyin. Bazı durumlarda onun da kendi seçimlerini yapabilmesine fırsat tanıyın. Bu şekilde, çocuğunuz mantıklı ve mantıksız istekleri karşısında ebeveynlerinin davranışları arasındaki farkı gözlemleyebilecek; hangi isteklerine cevap veriliyor; hangileri karşılıksız kalıyor daha iyi anlayabilecektir.
Anne-Babalara Tavsiyeler
Anne-Babalara Tavsiyeler
• Çocuğunuzla yaşadığınız çatışmalarda, hoşunuza gitmeyen durumu, rahatsızlığını dile getirirken çocuğunuza değil, onun uygun bulmadığınız davranışına odaklanın. Örneğin, ‘Beni sinirlendiriyorsun’ demek yerine ‘Oyuncaklarını toplamadığında sinirleniyorum.’diyebilirsiniz. Böylece çocuğunuza hem uygun bulmadığınız davranışını belirtecek hem de bu davranışının sonucunda hissettiğiniz duyguyu aktaracaksınız.
• Çocuğunuzla konuşurken ‘Ben Dili’ni kullanmaya çalışın. Yani ‘Terbiyesizlik ediyorsun’ demek yerine ‘Ben çok rahatsız oluyorum’ diyin. Bu yaklaşım çocuğunuzun sizi daha iyi anlamasına yardımcı olacaktır.
• İsteğinizi dile getirirken olumlu ifadeler kullanmaya çalışın. ‘Bağırma’ demek yerine ‘Alçak sesle konuştuğunda seni daha iyi anlıyorum’ diyebildiğinizde çok daha etkili ve hızlı bir davranış değişikliği gözlemleyebilirsiniz.
• Ceza yöntemi, uygun olmayan davranışı kısa süreli bastırsa da uzun vadede etkisizdir. Çocuğunuzun belirli bir süre sonra verdiğiniz cezalara rağmen aynı davranışı tekrar tekrar sergilediğini gözlemleyebilirsiniz. Bu nedenle uygun olmayan bir davranış gösterdiğinde ceza vermek yerine istenilen davranışı sergilediğinde ödüllendirme sistemini uygulayın.
• Çocuğunuza ev içinde rahatça oynayabileceği, etrafı dağıtıp her şeyi karıştırabileceği bir alan ayırın ve orada oynaması için teşvik edin.
• 4 yaşından sonra da çocuğunuzun inatlaşmaları yoğun bir şekilde devam ediyorsa, koyduğunuz kuralları, bunları ne kadar tutarlı uygulayabildiğinizi tekrar gözden geçirin.
• Ayrıca kurduğunuz ilişkinin ne kadar sağlıklı olduğunu, çocuğunuzun anne-baba ile paylaşım ihtiyacını ne kadar giderebildiğini, onun olumlu özelliklerini ve davranışlarının ne derece fark edebildiğinizi değerlendirin.
• Çocuğunuzla konuşurken ‘Ben Dili’ni kullanmaya çalışın. Yani ‘Terbiyesizlik ediyorsun’ demek yerine ‘Ben çok rahatsız oluyorum’ diyin. Bu yaklaşım çocuğunuzun sizi daha iyi anlamasına yardımcı olacaktır.
• İsteğinizi dile getirirken olumlu ifadeler kullanmaya çalışın. ‘Bağırma’ demek yerine ‘Alçak sesle konuştuğunda seni daha iyi anlıyorum’ diyebildiğinizde çok daha etkili ve hızlı bir davranış değişikliği gözlemleyebilirsiniz.
• Ceza yöntemi, uygun olmayan davranışı kısa süreli bastırsa da uzun vadede etkisizdir. Çocuğunuzun belirli bir süre sonra verdiğiniz cezalara rağmen aynı davranışı tekrar tekrar sergilediğini gözlemleyebilirsiniz. Bu nedenle uygun olmayan bir davranış gösterdiğinde ceza vermek yerine istenilen davranışı sergilediğinde ödüllendirme sistemini uygulayın.
• Çocuğunuza ev içinde rahatça oynayabileceği, etrafı dağıtıp her şeyi karıştırabileceği bir alan ayırın ve orada oynaması için teşvik edin.
• 4 yaşından sonra da çocuğunuzun inatlaşmaları yoğun bir şekilde devam ediyorsa, koyduğunuz kuralları, bunları ne kadar tutarlı uygulayabildiğinizi tekrar gözden geçirin.
• Ayrıca kurduğunuz ilişkinin ne kadar sağlıklı olduğunu, çocuğunuzun anne-baba ile paylaşım ihtiyacını ne kadar giderebildiğini, onun olumlu özelliklerini ve davranışlarının ne derece fark edebildiğinizi değerlendirin.
Klinik Psikolog İrem Fırat