Yaşamın ilk yılı bebekler için oldukça hızlı geçer; ancak yaşamlarını sürdürebilmeleri için bir yetişkinin desteği gereklidir. Bu destek sadece bebeğin doyurulması, uyutulması ve temizlenmesi için değil; özen ve şevkatle sevilmesi, sıkıntılarının giderilebilmesi ve anne ile bebek arasında kurulacak olan sağlıklı iletişim ve karşılıklı anlayış için gereklidir. 0-1 yaş, başkalarına karşı temel güven gelişiminin oluşmaya başladığı bir yaştır. Anne ve babanın bebeğe karşı tutumu, ona yaklaşımı önemlidir.Bebeğin, ne olursa olsun, her zaman, her koşulda annesinin onun yanında olacağını ve ihtiyaçlarını karşılayacağını hissetmesi gerekir. Bebekler ihtiyaçlarını tutarlı bir şekilde karşılayan ebeveynlere güvenmeyi öğrenirler ve dünyaya daha rahat uyum sağlayabilirler. Ancak; aksi durumlarda yani anne-baba bebekle yeteri kadar ilgilenmiyor ya da ihmal ediyor ise bebek hayal kırıklığına uğrar; güvensizlik duygusu gelişmeye başlar ve dünyayı ürkütücü bir yer olarak algılar. Bu nedenle anne bebek arasında güvenli bir bağ oluşabilmesi için ilgili, dikkatli, şefkatli ve doyurucu bir bakım önemlidir.
Doğru bir bebek odası seçiminin de bu güven duygusunun gelişimine doğrudan olmasa da dolaylı yoldan bir katkısı vardır. Çünkü bebek odası hazırlarken öncelikle dikkat edilmesi gereken noktalar bebeğin rahatı ve emniyetidir; ona güvenli ve kullanışlı bir oda hazırlamak gerekir. Bu nedenle, bebek odası hazırlamak anne babalar için zevkli bir uğraş olduğu kadar üzerinde titizlikle de durulması gereken bir konudur. İlk karar verilmesi gereken bebeğin evin hangi odasında kendini en rahat hissedeceği ve tehlikelerden uzak olacağıdır. Kolaylıkla ulaşılabilecek, sesten rahatsız olmayacağı, pencereli, rahat havalandırılabilecek, güneş alan aydınlık bir oda seçilmelidir; bu bebeğinizin uykusundan da daha huzurlu uyanmasını sağlayacaktır. Bebeğinizin dış dünya ile ilişkisi odada kullandığınız renkler, desenler ve mobilyalarla şekillenir; özellikle değişik renklerdeki aksesuarlar bebeğin uyarılmasını sağlar ve dikkatini çeker. Onun gözlerini yormayacak, açık ve odayı ferah gösterecek canlı renkler seçmekte fayda vardır. Önemli olan bebeğin yatağındayken gördüğü renklerin rahatlatıcı, sakinleştirici olmasıdır. Sonrasında değişik renklerde bordürler, malzemeler ve oyuncaklarla süsleyerek odaya canlılık katılabilir fakat çeşitli renk ve şekil kullanımında aşırıya kaçmamak gerekir; bu bebek için yorucu olur. Ayrıca, odayı bebeğin ve ona bakan bireyin hareketlerini kısıtlayacak şekilde doldurmamak gerekir. Uyumlu ve düzenli bir oda bebeğinizin zihinsel gelişimini destekler; erken yaşlarda renk, şekil gibi kavramların öğrenilmesini hızlandırır.
Odanın aydınlatılmasında ise çok kuvvetli ışık vermeyen ufak avizeler seçilmeli, ışık tavandan yansımamalı, direk bebeğin yüzüne gelmemeli ve odanın tam ortasında bulunmamalıdır. Ayrıca, herhangi bir düşme ya da çarpma anında çocuğunuzun güvenliği açısından seçtiğiniz mobilyaların, özellikle karyola ve parmaklıkların keskin ve sivri köşeli olmamasına; yuvarlık hatlı mobilyalar seçmeye ve mobilyaların cam içermiyor olmasına özen göstermeliyiz. Karyolayı hiçbir şeye ulaşamayacağı bir yerde bulundurmalıyız.Yatak kenarlarının da bebeğin düşmesini engelleyecek yükseklikte olması gerekir. Monte edeceğiniz raflar da bebeğinizin ulaşıp üzerindekileri deviremeyeceği, sizin ya da bebeğinizin hareketiyle düşmeyecek bir yerde olmalıdır. Buna ek olarak, karyola parmaklıklarının arasını geniş tutmamak, evdeki prizlere koruyucu kapaklar takmak, kafasını çarpmasını engellemek için radyatör koruyucuları kullanmak gibi önlemler de alınabilir. Yatağının içinde gereğinden fazla yastık, örtü bulundurmamak gerekir; ancak uyurken sarılabileceği yumuşak bir yorganının olması kendini daha güvende hissetmesini sağlayacaktır. Bebeğiniz çevresindeki olabilecek tehlikelerin farkında değildir. Bu nedenle, tehlikeleri bebekten uzaklaştırmak, onu tehlikeye sokacak durumları ortadan kaldırmak anne-babaya düşen bir görevdir. Bu şekilde sadece bebeğinizi tehlikelerden korumuş olmayacaksınız, aynı zamanda bebeğinizin güvende olduğunu bilmek sizin de içinizi rahatlatacak ve yaşayabileceğiniz kaygıları azaltacaktır.
Bebek odası için sallanan bir sandalye bulundurmak da anne ile bebeğin birbirlerine olan bağlılıklarını destekleyecek deneyimler yaşamalarını sağlar. Bebeğe sarılıp sallanırken bebek için huzurlu ve sakin bir ortam yaratılmış olur. Çünkü; 0-1 yaş döneminde bebekler ince, yumuşak dokunuşlara, hislere ve karşılıklı iletişime ihtiyaç duyar; anne babalarıyla iletişim kurabilmek için emme, sokulma, bakma, gülme ve ağlama davranışlarını kullanırlar. Annelerine daha çok ihtiyaç duyar; daha çok arar ve yakın temas içinde olmak isterler. Annenin, yüzünü ona yaklaştırıp, sarılarak, şevkatle dokunarak, gülerek bebeğiyle iletişim kurması bebeğin hoşuna gider; onu heyecanlandırır; annesini daha dikkatli dinler ve daha çok iletişim kurmaya çalışır. Böylece, doğum sonrası anne ile bebeğin teması ile başlayan ve bebeğin ihtiyaçlarının tutarlı bir şekilde karşılanmasıyla güçlenen bebekle anne arasında kurulan duygusal bağ desteklenmiş olur.
Bebek odası düzenlerken tabii ki oyuncakların da unutulmaması gerekir. Bebeklerin ve çocukların becerilerinin gelişimi çevredeki uyaranların miktarı ile doğru orantılıdır; yani ne kadar fazla uyaran varsa, gelişimleri o kadar hızlı olur. Oyuncaklar da bebekler için güçlü bir uyaran görevindedir; tüm duyularına hitap eder. Oyuncaklar aracılığıyla dış dünyayı daha çok algılar; çevresindeki bireylerle daha iyi iletişim kurarlar. Bu sayede fiziksel, zihinsel, sosyal, dil, motor gelişimleri ve görsel, işitsel becerileri de desteklenmiş olur. Ancak oyuncak seçimini de gelişigüzel yapmamak gerekir; yaşına ve gelişim düzeyine uygun oyun malzemeleri seçilmelidir. Bebeğinizin ilk oyuncakları onun göz hizasında asılı, hareket eden, sesler çıkaran renkli objeler, dönenceler, çıngıraklar, dişlikler, ses çıkaran yumuşak hayvanlar olabilir. Bebekler parlak, renkli ve sallanan nesneleri severler; onları tutmaktan, sallamaktan ve tadına bakmaktan zevk alırlar. Bu nedenle sadece yattığında görebileceği hareketli nesnelerin yanı sıra yatağına yakın, odanın diğer kısımlarına da bu tarz oyuncaklar yerleştirebilirsiniz. Uykuya geçişi kolaylaştırmak için de bir müzik kutusu ya da basit ritmli enstrümantal şarkılar dinleyebileceği bir CD çalar da bulundurulabilir. Müziğin rahatlatıcı ve dinlendirici etkisi vardır. Ayrıca müzik dinleyen bebeklerde daha düzenli nefes alıp verme ve kalp atışları olduğu gözlemlenmiştir.
Kısacası, duyularına hitap eden bu oyuncaklarla bebeğiniz çevresini her geçen gün daha çok keşfedecek; farklı sesleri ve şekilleri ayırt edebilmeye başlayacaktır. Tabii ki bebeğinizin yaşı ilerledikçe gereksinimleri ve istekleri değişecektir; bu nedenle odasının da yeni yaşına, içinde bulunduğu gelişim basamağına ve o basamağın ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirilmesi gerekir.
Uzman Klinik Psikolog İrem Fırat