24 Ekim 2020 Cumartesi

Çocuklarda Görülen "İzinsiz Alma" Davranışı

Bazen ailece gidilen bir misafirlik gezisi dönüşü, bazen anaokulundan eve dönüşte, bazen de markette yapılan alışverişten dönerken çocuğunuzun elinde, cebinde veya çantasında kime ait olduğunu bilmediğiniz, kesinlikle sizin almadığınız ve çocuğunuza ait olmadığınıza emin olduğunuz çeşitli objeler, oyuncaklar, şeker ve çikolata gibi yiyecekler bulabilirsiniz. 


Çocuğunuza bu eşyaları veya yiyecekleri nereden bulduğunu sorduğunuzda “Aldım, bu benim.” gibi yanıtlar alabilirsiniz. Okul öncesi dönemdeki çocuklarda bu tarz davranışlara sıklıkla rastlayabilmekteyiz. Bu yaştaki çocukların en önemli özelliklerinden biri; “benmerkezci” olmalarıdır. Benmerkezcilik, dünya üzerinde yaşayan tek ve en değerli varlığın kendi olduğunu düşünme, dünyanın kendi çevresinde döndüğünü düşünme ve bu nedenle her isteğinin, her talebinin anında yerine getirilmesini isteme anlamına gelmektedir. Bu nedenle okul öncesi dönem çocukları uygun koşulların oluşmasını beklemeden tüm hedeflerini o anda gerçekleştirerek amaçlarına ulaşmayı istemektedirler.  Eğer çocukların ulaşmak istediği amaç o an bir arkadaşının evinde gördüğü ve çok beğendiği pembe etekli bebek veya kırmızı yarış arabası ise; o oyuncağın kime ait olduğu, izin alınarak o oyuncağı istemek gerektiği, eğer oyuncağın sahibi izin verirse o oyuncağın alınabileceği ancak izin vermediği takdirde oyuncağın alınamayacağı gibi faktörler çocuklar için çok önemli kriterler ve dikkat edilmesi gereken noktalar olmamaktadır. Çünkü okul öncesi dönem çocuğu, benmerkezci özelliğinin yanı sıra henüz ”mülkiyet” kavramını da tam olarak öğrenmiş ve benimsemiş değildir. Mülkiyet kavramı, çocuğun bir nesnenin kendisine ya da bir başka kişiye ait olduğunu, kendisinin ya da diğer kişinin o nesnenin sahibi olduğunu ve onun izni olmadan başkalarının ya da diğer kişinin izni olmadan onun o nesneyi alamayacağının çocuk tarafından bilinmesidir. Ancak hem mülkiyet kavramının tam olarak gelişmediği hem de benmerkezcilik özelliğinin üst düzeyde yaşandığı okul öncesi dönem çocukları, diğer çocukların ellerinden oyuncaklarını alabilmekte ve izin almadan bu eylemi gerçekleştirmekte hiçbir sakınca-ayıp-uygun olmayan bir yön görmemektedir. Buradaki alma davranışı, bir çalma eylemi olarak nitelendirilmemelidir. Çünkü okul öncesi dönem çocuklarının yaş dönemi özelliklerine bakıldığı zaman; benmerkezci tutum, mülkiyet kavramının gelişmemiş olması, ait olma yani “benim” ve “onun” kavramlarının anlamının tam olarak yerleşmemiş olması gibi özellikler ön planda olduğundan, çocuk bu alma davranışını yanlış olduğunu, bir başkasının eşyasının izinsiz almanın toplumun kurallarına uygun olmadığını ve bu tip davranışların toplumca kabul görmeyen davranışlar olduğunun henüz ayırt edememektedir. Bu davranışın yanlış olduğunu öğrenebilmesi için çocuğun sıklıkla sosyal ortamlarda bulunması ve bu davranış ile karşılaştığı zaman çevreden gelen uyarılar ve toplumsal kurallardan bu durumun uygunsuz, beğenilmeyen ve kabul edilmeyen bir davranış olduğunu fark etmesi gerekmektedir.  


Çocuklar Neden Bunu Yapar? 


Çocukların bu izinsiz alma olarak adlandırabileceğimiz davranışının temel nedenleri; içinde bulundukları yaş döneminin en önemli özelliklerinden benmerkezcilik ve mülkiyet kavramını gelişmemiş olması, bazı anne-baba tutumları, isteklerini erteleyememe, arkadaşları gibi olma ve onlarda olan eşyalara sahip olma isteği, ilgi çekme çabası, kendini değersiz, yetersiz ve güvensiz hissetme, kendisini mutsuz eden kişilere yanıt vermek için onların eşyalarını izinsiz alma ve bu sayede onları mutsuz etme düşüncesi gibi sebepler olabilmektedir. Bazen anne-babalar aşırı kuralcı ve disiplinli bir tutum sergileyerek çocuklarını katı bir yaklaşım ile yetiştirmektedirler. Bu tarz yetiştirme tutumları, çocukların anne-babalarından yeterince ilgi ve sevgi alamamalarına ve duygusal gelişim yönünden gerektiği düzeyde beslenememelerine ve bu durum da çocukların dış dünyadan aldıkları nesneler ile beslenebilmelerine neden olabilmektedir. Bu sayede çocuklar, olumsuz da olsa anne-babalarının ilgisini üzerlerine çekebilmektedirler. Aile içerisindeki keyifsizlikler, huzursuzluklar, anne-baba arası uyum problemleri ve tartışmalar, olumsuz duygular da çocukların izinsiz alma davranışına yönelme nedenlerinden bazıları olabilmektedir. Ayrıca kardeşlerin birbirleri ile kıyaslanmaları, sürekli olumsuz özelliklerin vurgulanarak olumlu yönlerin göz ardı edilmesi gibi olumsuz durumlar da çocukların olumsuz şekillerde ilgi çekme yollarına yönelmesine sebep olmaktadır. Çocuklarda izinsiz alma davranışına; ev içinde para konusunun sıklıkla gündeme getirilmesi, koşullarda yaşanan olumsuz yönde değişiklikler, çocukların maddi cezalar ile karşı karşıya bırakılması gibi durumlar da neden olabilmektedir. Tüm bu gerekçeler, bize çocuğun bu izinsiz alma olayına neden yöneldiği hakkında bilgi vererek ışık tutabilmektedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biri de; çocuğun bu hareketi yaparak vermek istediği mesajdır. Bu nedenle bu davranışı, çocuğu olumsuz yönde yargılayarak, suçlayarak ve eleştirerek, diğer kişilerin önünde çocukla konuşarak veya onu cezalandırarak, yaptığı hareketi ayıplayarak sonuçlandırmamalıyız. Bu tarz olumsuz yaklaşımlar ileride daha olumsuz yaşantılar yaşamamıza ve varolan sorunun çözülmesi yerine giderek daha da büyümesine ve çeşitlenmesine neden olabilmektedir. 

Anne-Baba Olarak Neler Yapabilirsiniz? 


·          Öncelikle ebeveynlerin dikkat etmesi gereken en önemli nokta; çocuklarını tüm yönleriyle tanımaktır. Çocuklarının gelişen ve gelişmesi gereken tüm yönlerini tanıyan ebeveynler, gerekli dönemlerde çocuklarına uygun yaklaşımları sergilemek ve gerekli müdahaleleri yapmak konusunda daha dikkatli davranmaktadırlar.


·          Çocuklar ile yakın bir ilişki kurmak ve onları sevgi ile beslemek çok önemlidir. Ebeveynler çocukları ile kaliteli zaman geçirmeli, birlikte eğlenceli etkinliklerde bulunarak beraber harcadıkları zamanlardan keyif almalıdırlar.


·          Ebeveynler, çocuklarının özellikleri olumlu yönde pekiştirmelidirler. Olumsuz pekiştireçler, çocukların olumsuz davranışı terk etmesi yerine daha da olumsuzlaştırmasına neden olabilmektedir.


·          Çocuklarınıza, küçük yaşlardan itibaren “ben-sen-o” “benim-senin-onun” gibi kavramları öğreterek bu ayırımı yapması yönünde çocuğunuzu yönlendirin ve ona model olun.


·          Eğer almak istediği bir şey olursa, bunu önce size söylemesi ve almak istediği nesnenin sahibinden izin istemesi gerektiği konusunu vurgulamak ve bu yönde çocuğa model olmak çok önemlidir.

·          Yaptığı davranışlar üzerine çocuk ile konuşmak ve neden-sonuç ilişkisini kurabilmesini sağlama yönünde çocuğa model olmak, hem çocuğun olayı anlamasına hem de empati yeteneğini geliştirmek adına çok önemli bir noktadır.


·          Çocukların eğer imkan olabilirse, kendilerine ait bir odaları olması ve kendi eşyalarına sahip olmaları; çocuklarda mülkiyet kavramının yerleşmesine ve gelişmesine fırsat verecektir. Çocukların eşyalarını onlardan izinsiz almamak, onun izni olmadan odasında vakit geçirmemek gibi davranışlar çocuğun mülkiyet kavramını öğrenerek içselleştirmesine yardımcı olacaktır.


·          Eğer çocuklar uygun olmayan bir şekilde başkalarının eşyalarını izinsiz olarak alırlarsa, anne-baba olarak ilk yapmanız gereken; konuya sakince eğilebilmektir. Olay anında çocuğa bağırmak, onu suçlamak, yargılamak, olumsuz yönde eleştirmek, başka kişilerin tarafını tutarak yaptığının yanlış olduğunu herkesin önünde vurgulamak gibi yaklaşımlar kesinlikle uygun ve önerilen çözümler değildir.


·          Çocuğun davranışı görmezden gelmek ya da hiç olmamış gibi davranmak gibi yaklaşımlar da sorunu çözebilmek adına uygun çözümler değildir. Çocuğunuz ile sohbet ederek bu konu üzerinde konuşmak, yaptığı davranışın uygun olmadığını anlatmak ve bu davranış yerine yapabileceği uygun davranışları anlatarak öğretmek ve çocuğa model olmak, hem çocuğun yaptığı yanlışı fark etmesine hem de bu yanlış davranışı nasıl doğru hale getirebileceğini öğrenmesine yol gösterici olacaktır. İzinsiz almak yerine istemenin, satın almak istediği bir şey olursa bunu size söylemesinin, izinsiz aldığım şeyi geri vermesi gerektiğinin doğru olduğunu vurgulayın ve bu doğrultuda çocuğunuza örnek olun.


·          Çocukların ilköğretim yaşına gelmeleri ile birlikte artık mülkiyet ve aidiyet kavramlarının iyice yerleşmiş olmasını beklemekteyiz. Bu yaş dönemi itibariyle izinsiz alma davranışı, bir uyum ve davranış probleminin işaretçisi olabilir. Bu nedenle, eğer bu davranış sıklıkla gerçekleşiyorsa ve anne-baba olarak çabalarınız yetersiz kalıyor ise; yapılması gereken bir uzmandan destek almaktır. 

Psikolojik Danışman Tuğba Gürçağ Yarız

14 Ekim 2020 Çarşamba

Çocuğum Burnunu Karıştırma!

Burun karıştırma davranışı, pek çok çocukta gelişimlerinin belirli dönemlerinde gözlemlenen bir davranıştır. Özellikle 2-3 yaşlarında görülen burun karıştırma davranışı çocuğun kendisini ve vücudunu tanımaya yönelik bir davranış olarak değerlendirilebilir. Bazı araştırmalar bu davranışın çocuğun fark edilme ve odak olma çabası ile ortaya çıkabildiğini; bazı çalışmalar ise çocuğa rahatsızlık veren, endişe uyandırıcı durumlarda görülebileceğini aktarmaktadır.


Uygunsuz davranışların pek çoğu ebeveynler tarafından görmezden gelindiğinde sonlanır. Ancak burun karıştırma davranışı çocuğun çevresindeki herkes tarafından fark edilebilecek ve uyarılabilecek bir davranıştır; yani göz ardı etmek zordur. Bu nedenle, çocuğa hoşgörü ile yaklaşarak topluluk içerisinde burun karıştırmanın uygun bir davranış olmadığı anlatılmalı; bu davranışı banyo ya da kendi odası gibi özel bir ortamda yapmasının uygun olacağı vurgulanmalıdır. Çocuğa mendil kullanmayı öğretmek, gerekli durumlarda çocuğun mendil kullanmayı denemesine fırsat vermek ve onu motive etmek önemlidir. Burun karıştırma davranışı gösteren çocuklarda el temizliği de oldukça gereklidir. Çocuğun ellerini temiz tutmaya çalışmak ve tırnaklarını düzenli kesmek çocuğu mikroplardan uzak tutmayı sağlar.

Çocuk, el-yüz yıkama, banyo yapma gibi öz-bakım becerilerinde anne-baba tarafından nasıl bilgilendiriliyor ve kendi başlarına yapabilmeleri için teşvik ediliyorsa, burun temizliği için de aynı özende davranılmalıdır. Burun temizliğinin günlük alışkanlığa dönüşebilmesinde anne-babanın rolü büyüktür. Küçük yaşlardan itibaren burun temizliğine önem verilmeli ve çocuğa kazandırılacak temel temizlik alışkınlıkları içerisinde değerlendirilmelidir. Ebeveynlerin bakımlı ve temiz görünebilmek için gösterdikleri çaba çocuk tarafından fark edilecektir. Anne-baba kendi vücut temizliğine ne kadar önem verirse; bu çocuk için de o kadar önemli olacaktır. Çocuk çevresindeki bireylerin davranışlarını taklit etme eğilimindedir. Temizlik alışkanlıklarının kazanılmasında doğru bir model olmak, çocuğun da bu alışkanlığı kazanmasını hızlandıracaktır. Çocuktan hangi davranışları gerçekleştirmesi bekleniyorsa; anne-baba olarak da aynı davranışlar içerisinde bulunmak gereklidir. Dolayısıyla çocuklara kuralları ve alışkanlıkları öğretmede de en etkili yol bizim davranışlarımızdır.

Çocuğun burun karıştırma davranışının öncelikle fiziksel bir nedene bağlı olmadığından emin olunmalıdır. Çocuğun burnunu karıştırdığı görüldüğünde “çok çirkin”, “pis”, “iğrenç” gibi ifadeler kullanılmamalıdır. “Burnunu karıştırmaya devam edersen, seni artık sevmeyeceğim ya da gideceğim” gibi sevgiden mahrum etmeye yönelik ifadeler de doğru olmayacaktır. Çocuk bu tarz davranışlar gösterdiğinde küçümsemek; dalga geçmek, alay konusu haline getirmek ya da cezalandırmak yanlış tutumlardır ve çocuğun özgüven gelişimini de olumsuz yönde etkileyecektir. Çocuğu bu davranıştan vazgeçirmeye çalışırken, ona sorular sorarak uygun olan davranışı bulabilmesi için yol gösterilmelidir. Yaptığı uygunsuz davranışın sonuçlarının neler olabileceğini, çevresindeki kişilerin bu davranış karşısında nasıl hissedebileceğini tartışabilir; empati kurmasını da sağlayabilirsiniz. Çocuğunuzun burnunu karıştıracağını anladığınızda ilgisini başka bir yöne, sevdiği bir oyuncağa, hoşlanabileceği bir objeye ya da yemeğe çekmeye çalışabilirsiniz.Dikkatini dağıtabilecek çeşitli yollar; oyunlar önerebilirsiniz; “Beraber oyun hamurları ile mi oynamak istersin yoksa resim yapmak mı?” gibi yerine getirebileceğiniz alternatifler sunabilirsiniz. Çocuğunuzun özellikle ellerini kullanabileceği, duygu ifadesine fırsat verebilecek elişi kağıtları ya da artık materyallerle yapılacak çalışmalar, kil ve oyun hamurları, boya çalışmaları, yap-boz, lego, ritim araçları ile yapılan aktiviteler ilgiyi başka yöne çekme konusunda faydalı olacaktır. Çocuğunuzla oynayacağınız dramatizasyon oyunlarında da ona nasıl davranması gerektiği konusunda yol gösterebilirsiniz. Örneğin; oyuncak bir figürü yine oyuncaklardan yapılmış bir banyoya götürüp mendille burnunu siliyormuş gibi yapabilirsiniz. Çocuklar için –mış gibi yapılan davranışlar oldukça öğreticidir. Anne-babalar çocukla iletişimde olumsuz ifadeler yerine; olumlu bir iletişim dili kullanmaya da özen göstermelidir. Olumsuz ifadeler çocuğun istenmeyen davranışa daha fazla odaklanmasına yol açar; yani anne-baba farkında olmadan uygunsuz davranışa vurgu yapmış olur. “Burnunu karıştırma, yapma” demek yerine “Burnun kaşındığında mendil kullanmanı istiyorum” demek daha doğru bir ifade olacaktır.

Ayrıca, burun temizleme alışkanlığının pekiştirilebilmesi için çocuğun sergilediği uygun davranışlar desteklenmeli ve sözel olarak ödüllendirilmelidir. Olumlu davranışın arkasından gelen ‘aferinler’ o davranışın tekrar sergilenme ihtimalini arttırır ve çocuğu o davranışı göstermeye daha istekli hale getirir. Ebeveynler çocuklarının uygunsuz davranışları karşısında verdikleri tepkilerde ne kadar kararlı ve tutarlı olabildiklerini gösterirlerse çocuk da olumlu davranışı o kadar hızlı kazanır.

Tüm çabalara rağmen çocuğunuz burun karıştırma davranışını göstermeye devam ediyorsa bir uzman desteğine başvurmakta da fayda vardır.


Uzman Klinik Psikolog İrem Fırat