31 Mayıs 2015 Pazar

Çocuk Okul Fobisini Nasıl Yener?

 Henüz sorunlar başlamadan, seçtiğiniz okulu eğitim dönemi başlamadan önce birlikte gezerek
tanımasına izin verebilirsiniz.

 Çocuğun, yanından ayrılmanızdan dolayı yaşadığı endişeyi gidermek için birinci günden başlayarak birkaç gün yanında kaldığınız süreyi kısaltarak onunla vedalaşmak; vedalaşırken çok fazla cümle kurmamak ve tekrar döneceğinizin mesajını vermek önemlidir.

 Onu güvenli bir yere teslim ettiğiniz düşüncesiyle kaygınızı azaltmaya çalışmanız ve bu şekilde davranmanız gerekmektedir.

 Okul içerisinde yapılan etkinliklerle ilgili onu takdir etmeniz ve cesaretlendirmeniz önemlidir.

 Sizin okulda olan kişilerle iyi bir iletişiminizin olması ve çocuğun bunu fark etmesi onun  bulunduğu ortama güven duymasını sağlayacaktır.

 Çocuk ayrılık endişesi yaşıyorsa onu okuldan uzak tutmamak çok önemlidir, kaçınmaları pekiştirilmemeli, devam konusunda kararlı olduğunuzu belirterek ona model olmalısınız.

 Okul içerisinde bu kaygıyla baş etmeye çalışıp orada kalabildikçe kendi güçlü taraflarını görebilecektir.

 Anne-baba çocuğunu dinleyebilmeli ve korkusunun nedenini anlamaya çalışmalıdır.

 Okulda yaşanan sorunlarla ilgili rehberlik servisine başvurmanızda yarar vardır.

 Eğer bu çalışmalar yeterli değilse bir uzmanla irtibata geçmelisiniz. Yaşanan sorunun çocuk veya anne-baba kaynaklı olup olmadığını iyi ayırt etmek lazım. Eğer sorun aileden kaynaklanmıyor ve farklı bir çözüm bulunamıyorsa ve de ortada okul/sınıf/öğretmen kaynaklı engellenemeyen somut bir sorun var ise sınıf veya okul değişikliği düşünülebilir.

 Bunlar olmadığı takdirde yapılan hızlı okul-sınıf değişimleri çocuğun ve ailenin sorunlarla baş etme becerisinin zayıf kalmasına neden olur.

Çocuğun Korkularla Baş Edebilmesi

- Çocuğunuzun gelişim dönemi ile ilgili bilgi sahibi olun; hangi yaş döneminde hangi korkuların görülebileceğini öğrenin.

- Çocuğun yaşadığı korkuların tam olarak ne zaman başladığını, hangi durumlarda daha çok ortaya çıktığını, ne sıklıkla görüldüğünü ve gün içerisinde yaşadığı olaylarla ilişkili olup olmadığını gözlemlemeye çalışın. Bunları tespit edebilmek alınacak önlemlerin neler olabileceğini de belirlemenizi kolaylaştıracaktır.

- Çocuğunuzla korktuğu şeyle ilgili konuşun. Korkuları size anlamsız gelse de; gerçekçi görünmese de o bu korkuları çok ciddi boyutlarda yaşıyor olabilir. Bu nedenle korkacak bir şey olmadığına dair onu ikna etmeye çalışmayın. Çocuğunuzun korkularını kabul edin.

- Korkularını küçümsemeyin; korkularıyla dalga geçmeyin ve çevredeki bireyler tarafından alay konusu haline gelmesini engelleyin. Bu tarz olumsuz yaklaşımlar çocuğunuzun yaşadığı korkuları daha yoğun yaşamasına neden olabileceği gibi özgüven gelişimini de olumsuz yönde etkileyecektir.

- Çocuğunuzun korktuğu durumlarla ilgili onu bilgilendirin. Bu durumun olma olasılığını, olursa neler yapabileceğinizi beraber konuşarak bulun.

28 Mayıs 2015 Perşembe

Çocuklarda Emzik ve Biberon Bırakma

 Kullanım zamanı ve süresi sınırlandırılmadığında alışkanlık yapar.

 Uykuya geçiş amaçlı kullanılmalı, çocuk uyuyunca ağzından çıkarılmalı ve uyku dışında verilmemelidir.

 Beslenme sorunlarına, ağız ve diş yapısının bozulmasına, konuşmanın ve psikolojik olgunlaşmanın gecikmesine neden olur.

 Emzik ve/veya biberonu bırakma dönemi çocuğun hasta olduğu, ev düzeninde değişiklik yaşandığı, anne baba arasında gerginlik olduğu durumlara denk gelmemelidir.

 Emzik-biberon 2 yaşından önce bıraktırılmalıdır.

 Kararlı ve sabırlı davranılmalıdır.

 Emziğin-biberonun bırakılacağı uygun zaman belirlendiğinde evde bulunan tüm emzik-biberonlar atılmalıdır.

 “Sen artık büyüdün. Ağabey, abla oldun” tarzında ifadeler kullanılmamalıdır.

14 Mayıs 2015 Perşembe

Alt Islatma Sorunu Yaşayan Çocuğa Nasıl Davranılmalı?

Altını ıslatma davranışının tıbbi bir nedenden olup olmadığını belirlemek gerekir. Ailenin çocuğu ile kurduğu iletişimde tutarlı ve kararlı olması önemlidir. Ailenin tuvalet eğitimi için çocuğun idrar kontrolü konusunda belli bir olgunluğa ulaşmasını beklemesi gerekir. Anne baba tuvalet eğitimi verirken çocuğa korku ve endişe vermemeye özen göstermelidir. Anne baba hiçbir zaman çocuğunun altına yapması konusunda çocuğun yanında bu rahatsızlığını dile getirmemelidir. Çocukta tek başına görülen yatak ıslatma dengeli, mutlu ve uyumlu çocuklarda kaygı uyandırıcı olmayabilir. Çocuğun uykusunun derin olması nedeniyle oluşan altını ıslatma sorununun çözümüne yönelik olarak çocuğu sık sık tuvalete kaldırmak ve gece yatarken çok sulu besinleri vermemek uygun olur. Altını ıslatma problemi ciddi boyutlara ulaştığında bir uzmandan yardım alınmalıdır.

Çocuklarda Alt Islatma Sorununun Nedenleri

Tuvalet eğitimi almış olan bir çocuğun alt ıslatma sorunu yaşamasının temelde iki nedeni olduğu düşünülür; çocuk ya duygusal ya da fiziksel bir sorun yaşamaktadır.

Öncelikle organik bir sorun olup olmadığı belirlenmelidir. Ateşli hastalıklar, idrar yolu enfeksiyonları, şeker hastalığı, nörolojik hastalıklar alt ıslatma davranışının görülmesine yol açar. Fiziksel bir problemden kaynaklanan alt ıslatma davranışı kısa süreli ve geçicidir. Hastalığın tedavi edilmesi ile ortadan kalkar. Özellikle erkek çocuklarda görülen alt ıslatmanın en önemli nedeni kalıtsal olmasıdır. Eğer ebeveynlerden birinin geçmişinde bu sorun varsa çocukta görülme olasılığı %25, her iki ebeveynde de varsa %65 artmaktadır. Genetik nedenlerden kaynaklanan alt ıslatmanın ergenlik döneminde ortadan kalktığı görülmektedir.

Çocuğun uykusunun çok derin olması ve tuvaletinin geldiğini fark etmemesi de alt ıslatma nedenlerinden birisidir. Ancak çocuğun gelişimi normalse, tuvalet eğitimi uygun yaşta verildiyse, tuvalet eğitimini tamamladığı halde aralıklı da olsa gece ve/veya gündüz alt ıslatma davranışı varsa o zaman bunun psikolojik kaynaklı olduğu düşünülür. Yeni bir yere taşınmak, boşanma, aile bireylerinden birinin ölümü, yeni bir kardeşin gelmesi ya da tuvalet eğitimi sırasında çocuğun zorlanması, cezalandırılması gibi nedenler duygusal kaynaklı alt ıslatma sorununu gündeme getirebilir. 

Çocuklarda Saç Koparma Davranışı

Saç koparma 1-2 yaş kız çocuklarında daha çok görülür. Çocuğun stresini yenebilmek için yaptığı hareketlerden biridir. Bu davranışın en büyük nedeni anne ile çocuk arasında duygusal bağın kurulmamış olmasıdır. Duygularını ifade etmekte güçlük çeken, yasak ve baskı altında büyüyen kız çocuklarında saç koparma davranışına daha sık rastlanmaktadır.

Nasıl Davranılmalı? 

Çocuk elini saçına götürdüğünde uyarılmamalı, dikkati başka yöne kaydırılmalıdır. Saçı toplamak, toka takmak kısa süreli çözümler sağlayabilir. Eğer çocuk sinirlendiğinde yüzünüze bakarak saçını çekiyorsa bu davranışa tepki vermemek gerekir. Ancak davranışın duygusal kaynaklı olabileceği düşünülüyorsa mutlaka uzman desteği alınmalıdır.

Çocuklarda Yemek Seçme Sorunu

Çocuklarda yemek seçme, psikolojik nedenlerle yemek yemeyi reddetme gibi davranışlara sıklıkla karşılaşılır. Anne babanın yedirme ısrarı, ödüllendirme veya ceza verme gibi zorlamalar çocuğun yeme alışkanlıklarını olumsuz yönde etkiler. 

Nasıl Davranılmalı? 

Çocuğun yediği miktar diğer çocuklarla kıyaslanmamalıdır. Önemli olan çocuğun ne kadar yediği değil nasıl gıdalarla beslendiğidir. Özellikle iştahı az olan çocuklarda besin kalitesi yüksek gıdalar verilmeye çalışılmalı, kesinlikle miktar için zorlanmamalıdır.

Boşanma Çocuğa Nasıl Açıklanmalı, Anne Baba Nasıl Davranmalı?

Ebeveynlerinin birlikteliklerinin bozulmaya başlamasıyla çocuk ‘terk edilme’ hissi ve ‘bölünmüşlük duygusu’ yaşar. Bu sebeple boşanma kavramı açıklanırken çocuğa öncelikle güven ortamı içerisinde kalacağı hissettirilmelidir. Bu anlamda;

* Çocuğunuza boşanma kararınızı açıklamak, her iki ebeveynin de bir arada, uyum içinde konuşacağı bir ortamda gerçekleşmelidir. Çocuğunuz, açıklamanız sırasında hem annesini hem babasını karşısında görebilmelidir.

* Çocuklar, boşanmanın ebeveynleri tarafından dillendirilmesiyle birlikte, çok temel olarak bilinmeyen, belirsiz bir gelecek adına endişe duyarlar. Çocuğun yaşamında var olan rutinlerin/alışkanlıkların devamını sağlayabilmek ise, söz konusu belirsizliklerin ortadan kalkması yolunda kritik öneme sahiptir.

* Boşanma sürecinizin çocuğunuza zarar verebilecek belki de en olumsuz yönü, çocuğunuzun sizin aranızdaki çatışmaya şahitliğidir. Maruz kalacağı her tür şiddet türü, çocuğunuzun etkileri süreklilik teşkil edebilecek olumsuz deneyimlere sahip olmasına neden olabilir.

* Bu süreçte çocukların olumsuz duygularını çeşitli yollarla ifadesi, olumlu olarak değerlendirilebilir. Aksi durumda, dışa vurulmamış olumsuz duygular zaman içinde iştah, uyku veya davranış problemlerine dönüşebilir. Bunun yanında, çocuğun barındırdığı stres, ev dışındaki ortamlarda (örneğin okul), farklı ilişkilerinde (örneğin arkadaşlık) kendini gösterecek olabilir.  

* Çocuğunuz boşanacak olmanız ile ilgili kendisini suçluyor, sorumlu görüyor olabilir. ebeveynlerinden biriyle iletişiminin çeşitli yollarla kesilecek olması çocuğunuzun bu duygusunu şiddetlendirebileceği gibi, karşı tarafı cezalandırma amacı taşıyan çeşitli davranışlar çocuğunuzu cezalandırmak anlamına gelecektir.

* Çocuğunuzla ilgilenmek, vakit geçirmek ve onun tüm ihtiyaçlarını gözetmek konusunda rekabete girmeyin. Bu durum çocuğunuzu, öncelikle ve şiddetle, duygusal anlamda yıpratmakla sonuçlanacaktır. Çocuğunuza zarar verecek asıl durum, iki ebeveyn arasındaki anlaşmazlık ve sürtüşmenin bu denli belirgin olması ve rekabete dönüşmesidir.

* Gerek kendiniz, gerek çocuğunuz için boşanma sürecinde yardım almaktan kaçınmayın. Güçlü olmak, yardım almaktan kaçınmanızla ölçülecek bir durum değildir. Aksine, kendinizin ve çocuğunuzun bu süreçten sonraki yaşam kalitesi alacağınız yardımla artabilecektir.