27 Şubat 2018 Salı

"Kaliteli Zaman"dan Ne Anlamalıyız

‘Kaliteli Zaman’dan Ne Anlamalıyız?
Son dönemlerde popüler bir kavram olmasına rağmen pek çok anne-babanın hala bilemedikleri ve kafalarının karışık olduğu bir konu. Kaliteli kelimesinden anlaşılması gereken şeyin ne olduğunu söylemek zor. Çünkü kaliteli zaman geçirmek aslında birkaç temel kıstasın dışında herkesin kendi ailesine göre değişir.
Anne babaların iş koşulları nedeniyle dışarıda harcadıkları vakti çocuklarına ayıramadıklarını sık sık duyarız. Aslında çoğu anne baba bu durumdan dolayı suçluluk hissederler ve bu kaliteli zaman arayışına girerler. Bu yazıda da kaliteli zamanın aslında geçirilen vaktin fazla olması değil var olan vakti iyi değerlendirmek olacağını anlatmaya çalışacağız.

Kaliteli zaman ne demektir?

Bu konuyu her anne-babaya uygun olacak bir tanımla ele almak gerekirse şu şekilde açıklayabiliriz.  Aslında tüm ilişkilerde aradığımız özellikleri saymak şimdi de mümkündür. Tüm sosyal ilişkilerimizde aradığımız paylaşım, etkileşim, doyuru iletişim ve duygu alışverişini çocuğumuzla da yaşamamız gerekir.  Bu cümleden de anlaşılabileceği gibi çocuklarla sadece aynı ortamda olmak onlarla kaliteli zaman geçirebileceğimiz anlamına gelmiyor.  Birlikte geçen zaman içinde çocuğu oldukça dinlemek, anlamaya çalışmak ve en önemlisi onun duygularını, düşüncelerini anlamaya çalışmak gerekir. Çocuklar, onların hayatında aktif olduğunuzu hissetmelidirler.  Çocuklar anne babalarına kendi dünyalarını açmak için heveslidirler; en büyük sırdaş, en büyük dost, en büyük sığınak onlarla olan ilişkileri olsun isterler. Anne babanın da bu istekle onların yanlarında olması; çocuk için geçirilen kaliteli zamanın en güzel tarifidir.
İlk olarak; Çocuğunuzu tanımak

Bütün bu dediklerimizi yapmak için öncelikle çocuğunuzu tanımaya çalışmalısınız. Bunun kaliteli zaman geçirmekle ilgisini şöyle açıklayabiliriz.
Anne babanın çocuğuyla yapmak isteyeceği, onunla ortaklık içerisine girip paylaşımlarda bulunabileceği, duygularını, düşüncelerini anlamaya çalışacağı bir konudan  bahsettik.  Bunları yapabilmek için önce çocuğun hem bireysel özelliklerine uygun olarak hem de genel psikolojik gelişimine dayalı olarak hangi dönemlerden geçtiğini fark etmemiz gerekir. Bunları eğer bilirsek ve anlamaya çalışırsak; çocuğu dinlerken, onu anlamaya çalışırken daha verimli bir zaman geçirmiş oluruz. Örneğin çocuğunun isteklerini çok fazla anlamaya çalışmayan bir ebeveynin; çocuğuyla vakit geçirirken nelerden bahsettiğini anlaması ya da onun ihtiyaçlarına yönelik bir paylaşımda bulunabilmesi zorlaşır. Çocuklar; anlaşılmadıklarını çok kolay hissederler. Dolayısıyla bu onlarda bir güvensizlik ve yalnızlık hissine yol açabilir.

Birlikte geçirilen zaman nasıl ‘kaliteli’ hale gelir?

Çocuğunuzla oyun oynayın, onun dünyasına girin

Çocuğun dünyasını anlayabilmek; onun dilinden konuşmak ve ona bir şeyler aktarmak oyun yoluyla kolaylaşır. Çocuğa ulaşabilmenin yolu en çok oyundan geçer. Onlar dünyayı oyunla tanır, öğrenir ve eğlenirler. Oyun içerisinde çocuk hem anne baba ile geçirilen vakitten doyum sağlar hem de anne-baba çocuklarını oyun yoluyla tanıma fırsatı bulurlar.  Oyun oynarken çocuğun özgürlüğü kısıtlanmamalıdır. Çocuk özgürlüğünü anne babasıyla da olsa yaşayabilmelidir; orası onun toprağıdır; sizi sadece içeri davet edebilir.  Oyun sırasında oyunu seçmek ve sonrasında oynamaya çalışmak anne babalara bazen zor geliyor. Bazı anne babalar oyun oynamak konusundan kendilerini beğenmiyorlar. Bu durumu genelde ya oyunu baştan istemedikleri halde oynamaya çalıştıkları için ya da fazla mükemmeliyetçi davranıp oyunu yeterince iyi oynayamadıklarından bahsederek anlatabiliyorlar.  Anne babalar da tabii ki oyun tercihleri yapabilirler. Ancak her anne babanın oyun oynama konusunda çaba sarf etmesi gerekir; çocukla geçirilen vakti doyurucu yani kaliteli hale getirmek gibi bir isteğiniz varsa; bu vaktin çoğunun  oyunla geçeceğini bilmekte yarar var.
Onu gözlemleyin

Çocuklar oyun oynarken aslında gerçeği ya da kendi hissettiklerini belirgin olmasa da senaryo oynuyor gibi tekrar yaşayabilmektedirler. Dolayısıyla oyun duyguların, düşüncelerin, yaşantıların tekrar ifade bulduğu bir yerdir. Bu da çocuğun kendi sıkıntılarını, sorunlarını tekrar ele alması için bir şans yaratır ki bu şans anne babalar için de çok değerli olmalıdır. Anne babalar çocuklarını bu şekilde anlayabiliyor olacaktır.Oyunda resim yapmak da bir oyun aracı olabilir. Çocuk resimle kendini ifade ederken, onu özgür bırakmalı, bir şey öğretip onun anlatmak istediklerini kısıtlamamalıyız. özellikle oyun sırasında bu zamanın bir paylaşım ve rahatlama zamanı olduğu unutulmamalı, çocukta performans kaygısı yaratacak şekilde öğretici ve zorlayıcı olmamaya özen gösterilmelidir.

Çocuğunuza karşı empatik olun ve onu anlayın

Bir şeyler anlatabilmek  çocuk için; bir yetişkininki gibi direkt konuşarak olmayabilir. Onun ne demek istediğini anlamak da bu yüzden kolay olmamakla birlikte oldukça önemlidir. Kaliteli zamanın içinde de bol bol anlamak ve anlaşılmak yatar. Dolayısıyla empati kurmak gerekir. Empati; karşınızdakinin duruşundan, bakışından, söylediklerinden, bazen söylemediklerinden ne hissettiğini anlamaya çalışmak ve bunu ona geri bildirmek anlamına gelir. Çocukların da tıpkı yetişkinler gibi daha kolay ifade ettikleri duygular vardır. Öfkeyi daha kolay ve çabuk ifade ederler. Ancak öfkenin neden ortaya çıktığını bulmak anne babaya düşer. Burada empati devreye girecektir, onun duygusunun nereden kaynaklandığını bulmaya çalışmak gerekir. Sizin bu altta yatan duyguyu anlayabilmeniz ve bunu çocuğa fark ettirmeniz önemlidir. Çünkü ifade edilen duygular, kabul göreceğinden kuşku duyulmayan duygulardır. Eğer bunu yapabilirseniz çocuk da duyguların kabul edilebilir olduğunu öğrenecek; sizle ve aslında diğer ilişkilerinde de duygularını ifade etme özgürlüğüne; yani kendini ifade etme özgürlüğüne hakkı olduğunu bilecektir. Eğer siz çocuğunuzun her türlü duygusunu kabul edeceğinizi ona fark ettirirseniz, onun da bu duyguları ifade edebilmesi ve kabul edebilmesi kolaylaşacaktır. Empati, birçok kişide doğuştan var olabilen, ama aynı zamanda öğrenilebilen bir beceridir. Ancak üzerinde düşünmeyi ve çalışmayı gerektirir. Söylenen sözlerden direkt anlamlar çıkarmaya alışık olmanız durumunda, söylenenin altında yatan gerçek duyguyu anlama fırsatını da kaçırabilirsiniz. Bu nedenle, empati kurabilmek her anne-babanın öğrenmesi gereken bir beceridir. Çocuk empati kuran anne baba karşısından anlaşıldığını fark eder ve dolayısıyla kendi ihtiyaçlarının karşılanması için fırsat yaratılmış olur. Bu da onun ev içerisinde bir birey olarak kabul edildiği duygusunu besler, kişiliğine olumlu bir kazanım sağlar.

Bu yazıdan da anlaşılacağı gibi; çocukla birlikte bir şeyler yapmak için elinizde bulundurmanız gereken bir yapılacaklar listesi yok. Çocuğunuzla geçirdiğiniz kısa zamanda onunla açık, yakın, anlayan, dinleyen bir rolde ilişki kurabilirseniz, çocuğunuzun da böyle bir zamandan tatmin olma olasılığı artacaktır. Bu şekilde onunla vakit geçirmediğinizi düşündürecek zamanlarda; bir ilgi çekme yolu olarak olumsuz, kabul görmeyen davranışlarla sizi cezalandırmaya ve ilginizi çekmeye çalışmalarına gerek kalmayacaktır. Böylece birlikte olunan zamanlara problem taşınmayacaktır. Birlikte kaliteli zaman geçirmek, çocuğu tatmin edeceği için, anne-baba ile ilişki için, olumsuz bir yöntem denemesine gerek kalmayacaktır. Çocukla geçirilen her an, çok değerlidir.
Uzman Klinik Psikolog Emre Altınel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder