Boşanmaya
karar veren anne-baba bunu çocuğa nasıl söylemeli?
Alınan boşanma kararı, çocuğa anne ve
babanın her ikisi tarafından anlatılmalı, çocuk boşanmadan sonra yaşamında ne
gibi değişimler olacağı hakkında bilgilendirilmelidir. Bazen boşanma öncesinde
anne ve baba ayrı evlerde yaşama kararı alabilir. Bu durumda da çocuklara bunun
bilgisinin verilmesi ve anne ve baba arasında sorunlar olduğu bu nedenle
ayrılma kararı alındığı söylenmelidir. Unutulmamalıdır ki; çocukların önünde bu sırada sergilenen
duygular ve anne babanın nasıl bir tavırla bu kararı açıkladıkları, onların
boşanma kararını algılamalarını da belirleyecektir. 5 yaşından daha küçük çocuklara, kısa, basit kelimelerle,
detayları olmayan açıklamalar yeterlidir. Örneğin: “Annen/baban ve ben artık
ayrı evlerde oturmaya karar verdik. Çünkü artık birbirimizle evli kalmak
istemiyoruz. Ben yakında başka bir eve taşınacağım, sen de annen/babanla burada
kalacaksın. Yarın seni yeni evime götüreceğim. Ne zaman istersen oraya
gelebilirsin. Orada da yeni bir odan olacak, isteğin oyuncaklarını ve
eşyalarını da oraya götürebiliriz ya da yeni oda için yeni eşya ve oyuncaklar
alabiliriz” gibi. Çocukların
hayatlarının bundan sonrasında neler olacağı, anne ve babası ile ne şekilde
beraber olacağı ile ilgili bilgilendirilmeleri ve bu konuda güven verilmesi son
derece önemlidir. Mümkün olduğunca yaşam düzeninin aynı kalacağı, anneyi de
babayı da eşit miktarda görebileceği güvencesi verilmeli ve yaşamında aynı
kalacak şeylerin çocuğa anlatılması önemlidir. “Yine aynı okula gidecek, aynı
sınıfta okuyacaksın. Öğretmenin de aynı kalacak..” gibi... Genellikle 5
yaşından itibaren çocuklar anne baba ayrılığı ile ilgili daha fazla soru
sorarlar. Tüm bu soruların mümkün olduğunca doğru yanıtlanması ve net yanıtlar
verilmesi önemlidir. 9-12 yaş
arasındaki çocuklar daha sert tepkiler verebilirler. Öfkelerini açıkça
ifade edebilirler. Ayrı yaşamanın herkes için en iyi çözüm olacağı, ayrı yaşayan
ebeveyniyle sık sık görüşebileceği vurgulanmalıdır ve aynı şekilde yaşamında bundan sonra neler olacağı, yaşam düzeninin
nasıl olacağı anlatılmalıdır. Ayrıca burada kararlılık önemlidir. Bu kararın
çocuğun tavrı ve isteği ile değişebilir bir karar olduğu mesajı vermek
çocukları çok zorlamakta bu sürecin sorumluluğunu almalarına ve psikolojik
olarak daha fazla zorlanmalarına neden olmaktadır.
Ebeveynleri
boşanan çocuklarda ne gibi sosyal, psikolojik ve fiziksel
farklılıklar(rahatsızlıklar) görülebilir?
Anne baba ayrılığı bir çok çocuk için
travma niteliğindedir ve her çocuk farklı şekilde etkilenmekte ve farklı
reaksiyonlar vermektedir. Her çocuk anne ve babasının bir arada mutlu ve
keyifli bir ilişki sürdürmesini arzu eder. Bunun dışındaki tüm durumlar
çocukların psikolojik tepkilerine neden olmaktadır. Çocuğun yaşı, genel
psikolojik özellikleri ve anne babanın boşanma sürecindeki sorunlarla nasıl baş
ettikleri ve ailenin sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel özellikleri çocukların tepkilerinde
belirleyici olmaktadır. Boşanma sonrası bir çok çocuk sosyal açıdan uyumsuz davranışlar, suçluluk
duyguları, öfke kontrol problemleri, itaatsizlik, kaygı sorunları, depresyon,
akademik başarı sorunları, okula uyum ve otorite ile çatışma gibi sorunlar
yaşayabilmektedir. Bazen psikolojik sıkıntıların tam olarak ifade edilememesi
çocukların psikosomatik bazı rahatsızlıklar yaşamalarına da sebep olabilir. Boşanmadan sonraki ilk 18 ay genellikle hem
çocuk hem ebeveyn için akut sıkıntıların doğduğu bir evredir. Ayrılıklarda
aşırı zorlanma ve endişe duyma, korkuların yoğunluğunda artış/yenilerinin
eklenmesi, ayrılığa bağlı olarak yas reaksiyonları görülebilir; 18 aydan sonra
akut belirtiler azalır, derin bir kayıp ve incinebilirlik duygusu kalır. Ani
boşanma kararları, çocuğu daha çok etkiler ancak geçimsizliğin belirgin olduğu
yoğun kaotik aile ortamlarında ayrılık çocuk açısından bir kurtuluş da
olabilmektedir. Ebeveynin tutarlı tutumu da çocuğun genel duygusal halini
belirleyici olmaktadır. Her koşulda “sadece çocukların iyiliği için bir
arada kalmak” yararlı olmamaktadır. Ancak elbette var olan sorunların ele
alınarak çözüme ulaştırılması mümkün ise çocuk anne ve babasını bir aradayken
mutlu görebilecekse bu en ideal çözüm olacaktır.
Çocuklarda
depresyon belirtileri nelerdir?
Sıklıkla;
* İştahsızlık ya da iştah artışı (kilo alamama/çok kilo alma; yeme tutumu bozuklukları
* Sinirlilik/öfke belirtileri, suçluluk, mutsuzluk, huzursuzluk artışı
* Ağrılar (karın, baş, mide vb.)
* Uyku sorunları ve tekrar eden kabuslar (Gece kabusları, yalnız yatamama)
* Daha önceden görülmeyen öğrenme ve hafıza sorunları
* Belirgin davranış değişiklikleri; utangaçlık, çekingenlik, sosyal izolasyon ve agresiflik gibi.
* Enurezis (çiş kaçırma)
* Enkoprezis (kaka kaçırma)
* Dikkat ve konsantrasyon sorunları
* İştahsızlık ya da iştah artışı (kilo alamama/çok kilo alma; yeme tutumu bozuklukları
* Sinirlilik/öfke belirtileri, suçluluk, mutsuzluk, huzursuzluk artışı
* Ağrılar (karın, baş, mide vb.)
* Uyku sorunları ve tekrar eden kabuslar (Gece kabusları, yalnız yatamama)
* Daha önceden görülmeyen öğrenme ve hafıza sorunları
* Belirgin davranış değişiklikleri; utangaçlık, çekingenlik, sosyal izolasyon ve agresiflik gibi.
* Enurezis (çiş kaçırma)
* Enkoprezis (kaka kaçırma)
* Dikkat ve konsantrasyon sorunları
Boşanan
çiftlerin muhakkak yapmaları gereken şeyler nelerdir? Boşanan çiftlerin
kesinlikle yapmaması gereken şeyler nelerdir?
1) Boşanmanın hemen ardından kent
veya ev değiştirme, bakıcı değiştirme, yeni bir evlilik gibi yaşam
değişiklikleri ertelenmelidir. Özellikle yeni bir evlilikle ilgili girişim,
aradan bir yıl geçmeden, boşanma kesinlik kazanmadan başlatılmamalıdır.
2)Bunun yanı sıra, yaşanması zorunlu
değişiklikler de, kademeli olarak yapılmalıdır. Çocuğun boşanmadan önceki
mekanında yaşamaya devam etmesi ve aynı okula gitmesi daha uygundur. Mümkün
olduğunca yaşamında az değişiklik yapılması esastır. Bu sayede çocuk
hayatındaki bu büyük değişikliği daha kolay tolere eder.
3) Çocuktan ayrı kalacak ebeveyn,
evden kademeli olarak ayrılmalıdır. Bu süre, haftada bir günden, 5-6 güne kadar
yavaş yavaş çıkarıldığında, çocuk ayrılığa daha kolay uyum sağlar. Birden bire
ayrılık kararını duyan çocuk ertesi gün iki ebeveyninden birinin evi terk
edeceğini öğrendiğinde çok büyük bir korku ve endişeye kapılabilir. Önce bu
fikre alışması, soruları varsa sorması, tüm olumsuz duygularını ifade
edebilmesi gerekir. Bu nedenle ayrılık kararı konuşulduktan sonra bir süre anne
babanın çocuğun yanında kalarak, her durumda ona destek olmaya hazır
olduklarını ve her sorusunu yanıtlamaya hazır olduklarını ifade etmeleri
önemlidir.
4) Eşler, boşanmanın çocuk üzerinde
yarattığı olumsuz etkilerin yanında, kendi yaşadıkları olumsuz duyguları göz
ardı etmemeli, gerekirse profesyonel yardım almalıdırlar. Çünkü onların
toparlanma hızı, çocuklarının da bu süreci daha hızlı ve olumlu atlatmalarını
sağlayacaktır. Evlilik bittiğinde ortada bir çocuk varsa ister istemez anne ve
babanın ilişkisi bir ömür boyu sürmektedir. Bu nedenle bu ilişkide bir sorun
varsa boşanma sonrasında bile çift danışmanlığı almak yararlı olmaktadır. Çünkü
bu ilişki ne kadar sağlıklı, kızgınlıktan arınmış olursa çocuğa da bu kadar
olumlu yansımalar olacaktır. Böylece çocuk bu zorlu süreçte bir de anne
babasının birbirlerine olan kızgınlığının yükünü taşımak ve taraf tutmak
zorunda kalmayacaktır.
5) Çocukların ebeveyni model
aldıkları gerçeğinden hareketle, sürekli ağlayan bir anne, çocuğa durumun kötü
olduğunu, neşeli ve çaba gösteren bir anne ise, her şeyin yolunda gittiği
izlenimini verecektir. Elbette akut dönemde anne babanın üzgün olması, yeni
duruma alışmakla ilgili zorluklarının olması doğaldır. Ancak bu kararın her iki
tarafın isteğiyle alındığını bu nedenle de bu üzüntünün bir süre sonra
geçeceğini anlatmak, bir süre sonra da yaşam düzeni iyice kurulduktan sonra
çocuğa umut aşılayabilmek önemlidir. Aşırı tepkiler, karşı tarafı kötüleyici ve
çocuğu bir taraf tutmaya zorlayıcı tutumlar çocukların çok ciddi psikolojik
problemler geliştirmelerine neden olabilmektedir.
6) Bunun yanı sıra, çocuklarıyla
birlikte bir pedagogtan veya uzman çocuk psikologundan da profesyonel yardım
alınabilir. Çünkü bu süreçte neler olup bittiği, bundan sonraki yaşam düzeninin
ne olacağı son derece önemlidir. Bu nedenle ailenin özel durumuna uygun olarak
çocuğu yönlendirebilmek, bu süreçte anne babanın nasıl davranması gerektiği ile
ilgili danışmanlık ve destek hayati önem taşımaktadır.
7) Anne de baba da çocukla düzenli
bir şekilde vakit geçirebilmelidir. Günümüzde boşanmaların çoğunda velayet
anneye verilmekte ve babaya çok sınırlı bir zaman kalmaktadır. Bu bazen
babaların da tercihi olmaktadır. Ya da velayeti alan ebeveyn çocuğun diğer
ebeveyn ile daha sınırlı görüşmesinin uygun olacağına inanmaktadır. Oysa burada
da çocuğun yaşı, cinsiyeti, anne ve babası ile ilişkisi ve yaşam düzeni
belirleyici olmaktadır. Örneğin hafta içi hep annede kalan bir çocuk annesi ile
sadece ders çalışıyor, baba ile de hafta sonu hep eğlenceli aktiviteler
yapıyorsa ister istemez annesi ile arasında bir gerginlik oluşmaktadır. Çocuğun
her türlü sorumluluğunun paylaşılması gerekmektedir. Bu paylaşımı sadece bir
“iş paylaşımı” olarak görmek yanlıştır. Çünkü bu aynı zamanda çocuğun
ihtiyacıdır da. Örneğin akademik başarısını ya da ders çalışma sırasındaki
zorluklarını her iki ebeveyninin de bilmesi ve ihtiyaç duyduğunda da
ebeveynlerinden yardım isteyebilmesi önemlidir. Ya da her iki ebeveyniyle de
serbest zaman geçirebilmesi, keyifli aktivitelere zaman kalması önemlidir. Bu
nedenle çocuğun anne ve babada olma zamanları planlanırken bu husus mutlaka
dikkate alınmalıdır.
Yaş
dönemlerine göre (0-3, 3-6, 6-11) çocukların boşanmayı algılayış şekli nasıl
olur?
Oyun Çocuğu
Dönemi (1-3 yaş)Anne-babadan
birinin taşındığını anlar. Ama tam olarak nedenini anlayamaz. Sadece evden ayrılan ebeveynin yoksunluğu ile
ilgili belirtiler gösterir.
Okul Öncesi
Dönem (3-6 yaş) Boşanmanın
anlamını bilmemekle birlikte, anne/babadan birinin hayatında aktif olmadığını
fark eder. 3-5 yaş arasındakiler, bu duruma kendilerinin yol açtığına inanarak
yoğun suçluluk duyguları hissedebilirler.
Okul Dönemi
(6-11 yaş)Boşanmanın
ne olduğunu anlamaya başlar. Anne babasının artık birlikte yaşamayacağını ve
birbirlerini eskisi gibi sevmeyeceklerini anlar.
Ergenlikte ise genelde artık ebeveynin boşanması düz bir
mantıktan ziyade, detayları ve karmaşıklığı ile algılanır. Ergen bu konuda
kaygılarını ifade eder fakat daha büyük ergenler daha olgun karşılar, çünkü duygusal
ve zihinsel olarak daha gelişmişlerdir.
Elbette her boşanmayı kendi içinde ve
kendi koşullarında değerlendirmek gerekir. Olayın karmaşıklığı, çocukları ve
ailenin diğer bireylerini nasıl etkilediği de çocukların algılamalarını
etkilemektedir. Örneğin ergenlik dönemindeki birçok çocuk durumu tam olarak
algılıyor olmalarına rağmen anne babanın boşanma sürecini sunuş şekilleriyle
ilgili hatalarından dolayı kafa karışıklığı yaşayabilmekte ve ergenlikte zaten
var olan duygusal problemler daha da şiddetlenmektedir.
Anne-babası
boşanan çocuklarda görülen ortak özellikler nelerdir,
Çocuklar anne babaları ayrıldığında,
bu durumu değiştirmeye dair arzularını uzun süreler gizliden ya da açıkça dile
getirerek devam ettirirler. Ancak yaşadıkları suçluluk, çaresizlik, umutsuzluk, öfke vb. duygularında
artış olabileceği gibi değişen diğer hayat koşulları karşısında da iyi baş edemeyebilirler.
Bunların sonucunda da çevresindekilere bağlılıklarında artış, ilgisiz konuşmalar,
yalnız kalma isteği, suçlayıcılık, dikkatsizlik, uygunsuz davranışlarda artma
sıklıkla gözlenebilmektedir. Çocuklar ana babalarının ayrılmasına ve
boşanmasına, suçluluktan (sorumlunun kendileri olduğu duygusu) kızgınlığa
(ana-babadan birini ya da her ikisini suçlama) ve yadsımaya (hiçbir şey olmamış
gibi davranma) kadar değişen çeşitli biçimlerde tepkiler gösterebilirler. Bunun yanı sıra; korku,
üzüntü, öfke, suçluluk, reddedicilik, bebeksileşme, (bazen yeniden alt
ıslatmaya/kaka kaçırmaya başlama) uyku sorunları, mastürbasyon, okul sorunları,
ağrılar, yeme problemleri, uyumsuz davranışlar, agresyon, içe kapanma hali ya
da aşırı hareketlilik gözlenebilir.
Boşanmış
ailelerin çocuklarında küçük yaşlarda kötü alışkanlıkların/bağımlılıkların
engellenmesi adına neler yapılmalı?
Bu konuda çocuğun anne babası
tarafından ilgi ve değer görmeye devam etmesi, güvenli bir ortamda yetişmesi;
dolayısıyla sırf anne baba arasındaki ilişkinin bozulmasından kaynaklı olumsuz
etkilerin çocuğun gelişimine zarar verecek boyuta taşınmaması gerekir. Anne
baba, ayrı da olsalar çocuklarının ‘anne’ ve ‘baba’sı olduklarını
unutmamalıdırlar. Çocuğa olabildiğince ortak disiplin uygulamak, kurallar
koymak, hayatıyla ilgili kararlarda bir araya gelebilmek, hayatında her zaman
aktif olabilmek çocuğun davranışlarında olumluya gidişi sağlar. Sadece olumsuz
olaylarda değil, iyi zamanlarda da çocuk için bir araya gelebilmek; çocukta
ilgi, değer görme duygusunu sağlıklı şekilde besleyecektir. Böylece çocuk
ilgiyi üzerine çekmek adına zararlı davranışları denemeye girişmeyecektir. Eski
eşler mümkün olduğunca ilişkilerini iyi tutmalı, çocuğa sorunlar yansıtmamalı,
çocuklarla ilgili konularda her zaman işbirliği yapabilmelidirler. Çocuk için
hemcinsinden olan ebeveynin yokluğunda; dolayısıyla bu şekilde bir model
almanın mümkün olmadığı durumlarda; çocuğun birlikte kaldığı ebeveynin çocuğa
yön gösterebilme becerisinin gelişmiş olması ya da ev dışından yakın akraba
ortamları, kurs, okulda kulüp çalışmaları gibi alanlar çocuğa sağlanmalıdır.
Çünkü tüm sorunlarda olduğu gibi boşanma sonrası da çocuğun içinde bulunduğu
sosyal çevrenin koruyucu etkisi çok önemlidir. Çocuk anne ve babasının
kendisine her durumda destek olacaklarına ve kendisini koruyacaklarına inanırsa
karşılaştığı sorunlarla baş etmek konusunda daha güçlü hissedecektir. Ama
yalnız bırakıldığına, ihmal edildiğine ve anne ve/veya babası için yeterince
değerli olmadığına inanırsa bu durumda özgüveni gelişmeyecek ve zararlı da olsa
kendini iyi hissedeceği ortamlara ve alışkanlıklara yönelecektir.
Anne –
Babanın evindeki kurallar ve iş birliğinin önemiyle ilgili neler
söyleyebilirsiniz?
Çocukların en büyük korkularından
biri değişimdir. Boşanma ile ev içi sorumluluklarda birçok değişiklikler
doğacaktır. Bu değişim içerisinde belki bazı yakın akraba veya arkadaşlarıyla
görüşmeleri engellenecektir. Boşanmış anne-babalar, boşanmamış ailelerle
karşılaştırıldığında disiplinde belirgin bir tutarsızlık ve çocukları üzerinde
denetim eksikliği gösterebilirler. Hem
anne baba hem de çocuk için değişime uyum sağlayacak zamanın yaratılması;
aceleci davranıp uyum sorunları yaşayan çocuğa kötü davranılmaması, yavaş yavaş
ve uygun bir dille çocuğa yaşadığı evde yapabilecekleri ve yapamayacaklarının
anlatılması önemlidir. Her iki evde de mümkünse çocuğun özel bir odası/alanı
olması; istediği eşyaları/fotoğrafları vs bulundurmasına izin verilmesi
önemlidir. Çocuğun günlük rutinindeki temel alışkanlıklarda anne ve babanın söz
birliği içinde olması son derece önemlidir. Örneğin belirli bir saatte yatması
için yönlendirilen bir çocuk diğer evde daha geç saatte yatırılıyorsa, bu
dengesizlik onu etkileyeceği için uyku sorunlarının yaşanmasına neden olabilir.
Bu da hem bu kuralda direten ebeveyni ile çatışma yaşamasına hem de okula
gitmek için kalkması gereken saatte kalkamamasına ve okulda günü yorgun
geçirmesine sebep olabilmektedir. Ancak birçok anne baba bu işbirliğini
sağlayamamaktadır. Hatta boşanmalarının sebeplerinden biri de kurallar
konusunda fikir birliğine sahip olmamalarıdır. Bu durumda da bir orta yol
bulabilmek gerekir. Aksi halde diretmek ve çocuğun diğer taraftaki
davranışlarıyla ilgili zorlayıcı olmak bir işe yaramayacağı gibi çocuğun da
huzursuz olmasına neden olmaktadır. Bu nedenle çocuğunuzun yanınızdayken kendi
kurallarınızı uygulamanız, onu bu kurallara uyması için teşvik etmeniz ve diğer
tarafa da karışmamanız bazen en doğru tutum olmaktadır. Çocuklar büyüdükçe
kendileri için neyin doğru ve yararlı olduğunu daha iyi analiz etmekte, çocukla
daha iyi ilişki içinde olan ebeveyni de model alma ihtimali artmaktadır.
Boşanma
sonrası yeni ilişkiler çocuğa ne zaman ve nasıl söylenmeli?
Yeni ilişki eğer ebeveyn tarafından
evlenilecekse ya da uzun süreli olduğu
düşünülüyorsa ve bu kişi çocuğun hayatında yer alacaksa (örneğin aynı evde
yaşayacaklarsa vs.); bu haber çocuğa alıştırılarak verilmelidir. Ama bu haberin
verilmesi ile evlilik sürecinin birbirine uzak tarihler olması önemlidir. Çocuk
henüz annesinin/babasının hayatında yeni birisinin olduğunu tam olarak kabul
edemeden bu kişi ile evleneceği haberini alırsa çocuk için iyice zorlayıcı
olur. Bunun yerine yeni kişi önce tanıştırılıp, “x benim arkadaşım, onunla çok
iyi bir ilişkimiz var, birbirimizi seviyoruz; onunla tanışmanı istiyorum. O da
seni tanımak istiyor; senden çok bahsettim, fotoğraflarını gösterdim vb.” gibi
bir giriş yapmak ve tanışma zamanı için çocuğu süre vermek gerekir. Bu arada
çocuğun soruları olabilir. Tüm bu soruları mümkün olduğunca doğru bir şekilde
yanıtlamak gerekir. Sonra da çocuğun da istediği bir zamanda tanıştırılıp
çocuğu çok zorlamadan birkaç saat zaman birlikte geçirilebilir. Bu süreçte “onu
sevdin değil mi” gibi yönlendirici sorular yerine hiçbir şey söylememek çocuğun
kendi yorumlarını ve duygularını ifade etmesine fırsat vermek önemlidir.
Çocuklar kim olursa olsun anne ya da babalarının yanında bir başkasını
görmekten rahatsızlık duyarlar. Eğer ilk görüşmenin ardından onu çok
sevdiklerini söylüyorlarsa büyük olasılıkla sizi memnun etmek için bunu
söylüyorlardır. Ya da sizin başka bir cevabı kabul etmeyeceğinize
inanıyorlardır. Bu durumda tüm olumsuz duygularını bastırırlar. Bazen diğer
ebeveyne rahatsızlıklarını ve üzüntülerini anlatırlar. Buna meydan vermemek
için çocuğun her türlü duygusunu dinlemeye hazır olduğunuz mesajını vermeli, bu
konuda acele etmemesini, bir süre tanımaya çalışmasını söylemelisiniz.
Aralarında iyi ve olumlu bir ilişki geliştikçe zaten baştaki kaygılar
azalacaktır.
Özellikle
çalışan anne babalar boşanma durumlarında dadı ve bakıcılarından ne gibi özel
davranışlar beklemeli?
Çocuk bu önemli değişim
sonrasında hayatında sabit olan kişiye ister istemez daha bağlı kalmak
isteyecektir. Diğer yandan bakıcısıyla daha çok çatışabilir, ihtiyaçlarını
gidermesi konusunda daha fazla yardım bekleyebilir. Aslında daha fazla şefkat
bekler ve kendisinin ne kadar sevildiğini, bakıcısı tarafından da terk edilip
edilmeyeceğini test etme ihtiyacında olur. Bu gibi
durumlarda bakıcının toleransının daha gelişmiş olması, çocuğa mümkün olduğunca
sevgi ve şefkat gösterebilmesi ve bu yaşananları geçici görebilmesi önemlidir.
Ancak çocuktaki değişimleri kabul etmek, onun her istediğini yapmak
olmamalıdır; sırf boşanma sonrası acıma duygusuyla
çocuğun her istediğini yapmak da çocuğun davranışlarında olumsuz değişimlere
sebep olabilir. Tutarlı disiplinin devam ettirilmesi, günlük ihtiyaçlarının
düzen içinde karşılanması ve alışkanlıklar konusunda tutarlı olunması gerekir. Bu süreçte anne babalar da bakıcıdan fazla
beklenti içinde olmamalı; çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamada ve disiplin
sağlamada her zaman önde olmalıdırlar. Unutulmamalıdır ki boşanma dönemi, çocuğun anne babasının ilgi ve sevgisine en
çok ihtiyaç duyduğu dönemlerden biridir.
Belgin TEMUR
Uzm. Pedagog
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder