22 Mart 2019 Cuma

Çoçuk ve Model Olmak

Çocuklar dünyaya geldikten belirli bir süre içinde kendilerini annelerinden pek fazla ayrı göremezler. Onların bir parçası gibi hissederler. Aslında durum anne için de pek farklı değildir. Sonra bu ikili ilişkinin içine baba da girer ve çocuk hayatında ilk kez annesinden farklı olarak birini fark eder. Giderek çocuk kendisini de onlar gibi görmeye başlar. Hatta anne babalar için bile durum böyledir. Henüz bebekken bile burnunu, kaşını, gözünü hatta hal, tavır ve hareketlerini kendilerine, akrabalarına benzetirler. Ancak pek çok anne-baba, kendi davranışlarıyla onu nasıl etkilediklerini pek fazla irdelemezler. Halbuki çocuk, anne babanın yaptıklarından o kadar çok etkilenir ki; bu pay hiç de yadsınacak bir miktarda değildir.
Çocukların hayatında her zaman onu yetiştiren ebeveynlerin ya da bu kişiler yoksa onların yerinde olan büyüklerin, kendi hareketlerinde, duygularında, düşüncelerinde yeri vardır diyebilmekteyiz. Bu benzer tavırları görmemizin en önemli nedenlerinden biri çocukların bunları ya duyarak ya görerek ya da yaşayarak öğrenmeleridir. Bütün bunlar da ona çevresindekilerin bir model olduğu kanıtlamış olacaktır. Bu model alınan kimseler çocuklar için hayatlarında öncelik taşıyan, beğendiği, gözünde yücelttiği, kendisini ona karşı daha yetersiz, güçsüz hissettiği kimseler olacaktır. Bu durum garip değildir. Çünkü yetişkinlikte de olduğu gibi çocuklar da kendilerinden farklı olanı bulup onun gibi olmaya çalışmaktadırlar. Dolayısıyla kendilerini ona benzetmeye çalışmaları da çok kritik bir noktadır. Özellikle 4-6 yaş dönemi ve sonrasında ergenlikte görülen belirgin model alma davranışlarını da kritik bir öneme sahip görmeliyiz.
Şimdi bir de bu duruma anne baba açısından bakmak gerekiyor. Anne babalar çocuklarına model olduklarını kendilerine benzer tarafları bularak biliyor gibi görünseler de çoğu zaman pek farkına varmazlar. Çocuklar çok iyi gözlerler ve hayat hakkındaki deneyimlerini anne-babalarını izleyerek, onların davranışlarını, duygularını ve düşüncelerini öğrenerek arttırırlar. Bir çocuk babasından maç izlerken nasıl davranıldığını, hangi sözlerin söylendiğini, nasıl hissedildiğini gözlemleyerek öğrenebilecektir. Diğer bir çocuk annesinin evde nasıl yemek yaptığını gözleyerek yemek yapmanın nasıl olduğunu öğrenebilecektir. Şu da bir gerçektir ki; anne babanın ‘bu yaşta bunu anlamaz, fark etmez’ dedikleri şeyleri çocuklar onlar fark etmeden detaylı bir biçimde öğrenmiş hatta kendi hayatlarında uygulamaya geçirmiş olabilirler. Dolayısıyla çocuk için tabii ki yaşına uygun bir şekilde onun yanında davranışlarda bulunmak önemli olmaktadır. Birçok anne- baba ‘Aaa.. bunu da nereden öğrendi bu çocuk, biz hiç böyle davranmayız..’ derler. Aslında çocuk onları; onların kendilerini bildiklerinden daha iyi gözlemlemiş olabilir. Ancak bu durum da anne babaların aklına aşırı korumacılığı getirebilir. Aslında durum bu değildir. Çünkü kapatmaya, engellemeye çalıştığınız birçok davranışınız çocuk için daha da ilgi çekici hale gelebilecektir. Dolayısıyla bazı şeyleri sizden daha hızlı ve kolay yoldan öğrenmesine neden olabilir. Örneğin deminki örnekten yola çıkarsak; maç izlerken öfkeli davranışlar sergileyen babayı uyaran annenin bu davranışı, çocuk için ‘kızılacak bir şey’ diye ele alınıp; önemli bir durum olarak akılda kalıcı hale getirilebilir. Dolayısıyla çocuk ilgi görmek istediği ya da öfkesini göstermek istediği durumlarda benzer şekilde davranış ortaya çıkarmaya daha yatkın hale gelebilir
Çocuk için insanlarla ilişkilerinde anne babasının birbirine nasıl davrandıkları, nasıl konuştukları etkili olacaktır. Örneğin, bir arkadaşına öfkelendiğinde ne yapması gerektiğini anne babasının tartışmalarından öğrenmiş ve bir stil edinmiş olabilir. Ebeveynlerin birbirine karşı kızgın oldukları zamanlardaki gibi öfkeli davranışlar gösterebilir. Bu sadece arkadaşına değil direkt anne babasına karşı da bu şekilde olabilir. Öfkeli, neşeli, mutlu, üzüntülü zamanlarımızda kendimizi nasıl ifade ettiğimize dair bilgileri onlarda bulabiliriz. Tabii ki her çocuk kendine dair ayrı bir davranış gösterebilir ancak anne babasının duygularını nasıl ifade ettiği de onun hayatını kolaylaştıracaktır. Hayatta karşılaştığı sorunları çözmekte, duygu ve düşüncelerini ifade etmeye çalışmada ve benzeri durumlarda hayatta kalabilmeyi öğrenmesi için model alma ve anne baba için de çocuğa model olmak önemlidir. Dolayısıyla anne babaların kendi hayatlarını ne şekilde yürüttükleri, insanlarla nasıl ilişki kurdukları çok çok önemli olmaktadır.
Model olmanın iki önemli döneminden bahsedecek olursak; ilk 4-6 yaş dönemini, çocuğun kendi cinsiyetinden ebeveyniyle özdeşim kurmaya çalıştığı dönem olarak sayabilmekteyiz. Çocuk bir yandan karşı cinsiyetten olan ebeveynini diğerinden kıskanırken; kendi cinsiyetinden olanla da yavaş yavaş aynı olmaya çalışır. Örneğin erkek çocuk babasını tıraş aletini kullanırken izler ve sonra onu taklit etmeye çalışır. Kız çocuk annesinin makyaj eşyalarına meraklanır. Burada önemli olan; bu model almayı kuvvetlendirmek ve faydalı hale getirmek için belli sınırlarda bu taklitlere izin vermektir. Çocuklar çoğu kez oyunlarında anne-baba olarak zaten bu olayı deneyimlerler. Ancak baba ya da annenin yanında bunları yapabilmek de keyifli ve öğretici olacaktır. Bununla birlikte, kendi cinsiyetinden olmasa da çocuk ebeveynini taklit edebilir; burada korkulacak bir durum yoktur. Anne babanın model olarak çocuğun yaptıklarını görmezden gelmemeleri, çabalarını takdir etmeleri ancak gerekli yerlerde de sınır koyabilmeleri yararlı olacaktır.
Ergenlik dönemi de bir diğer kritik öneme sahip yaş aralığıdır. Çocuklar bu dönemde de gerek kendi cinsiyetinden gerek diğer cinsiyette olan ebeveyninden olsun; her ne kadar öyle gözükmese de rehberliğe ihtiyaç duyarlar. Anne babaların hayat tecrübelerinin nasıl olduğunu merak ederler. Bu açıdan onların yetişkin bir görüşe ihtiyaçları vardır. Çünkü bir ergen için kendi yaşamı nereye gideceği belirsiz bir vaziyettedir ve kendi başına karar alması zorlaşır. Dolayısıyla bir ergene iyi bir model olabilmek; ilk olarak onu dinlemek, kabul etmek ve istediği miktarda ona yol gösterebilmekten geçer. Buna gerçekten ihtiyaç duyarlar. İç dünyaları oldukça karışık ve ulaşılamaz görünen ergen bireylerin anne babaları, bu durumu karmaşık olarak algılayıp ondan uzaklaşmamaya özen göstermelidirler. İlişkilerini sıcak tutmak, her iki tarafın da hayatını kolaylaştıracaktır.
Çocuklar anne babalarının hayatlarında olmadığı durumlarda da tahmin edileceği gibi onlara yol gösterecek bir yetişkine bağlanma ve onu hayatlarında tutma ihtiyacı hissederler. Bu kişi tıpkı anne babayla olan gibi ona ışık tutabilecek, güven verebilecek bir kişi olacaktır. Bu açıdan anne-babası hayatta olmasa da çocuğun hayatında öne çıkan bir  yetişkine bu açıdan  ihtiyacı her zaman oldukça fazla olabilecektir.
Uzman Klinik Psikolog Emre Altınel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder