19 Ocak 2018 Cuma

Karne

Okul başarısı çocuğun hayatındaki en önemli motivasyon kaynaklarından biridir. Karne de çocuğun okul başarısının takip edilmesi amacıyla verilen bir araçtır; dolayısıyla çocuk için çok farklı anlamlar taşıyabilir. Her aile çocuğunun karnesini görmeyi heyecanla bekler. Ancak bazen çocuk karneyi beklerken anne-babası ile aynı heyecanı taşıyamayabilir. Anne-babanın, öğretmenin, çevresindeki diğer bireylerin de karneyi nasıl değerlendirdiği çocuğun kendi performansını, motivasyonunu ve okula karşı olan ilgisini etkiler. Eğitim-öğretim yılını istediği gibi geçiremeyen bir çocuk için bu bekleme dönemi oldukça kaygılandırıcı bir sürece dönüşebilir. 

Karne, çocuğun bilgi ve beceri düzeyini, hangi alana daha fazla yeteneğinin ve ilgisinin olduğunu, hangi alanda ya da hangi derste gelişmeye ve desteğe ihtiyaç duyduğunu gösteren bir araçtır. Çocuğun o dönem getirdiği zayıf karneye dayanarak onu ‘başarısız’ olarak nitelendirmek doğru olmaz. Anne-babanın karneyi bir ‘başarı-başarısızlık’ göstergesi olarak görmesi, gelen düşük notları beğenmeyip kızması, çocuğa başarısız olduğunu vurgulayıcı cümleler kullanması oldukça yanlış tutumlar olacaktır. Aynı şekilde, çok iyi bulunan karnelerin sürekli övülmesi, maddi değeri yüksek hediyelerle ödüllendirilmesi de çocuğun çalışma sürecine değil sonucuna odaklanmasına neden olacaktır. Yani, karnede beş getirip getirememek, tüm eğitim sürecinde gösterdiği çabayı göz ardı etmesine yol açabilecektir. Oysa karnedeki not yerine yıl içinde gösterilen çabaya vurgu yapmak, karneyi yeni eğitim-öğretim yılına hazırlanışta bir destekleyici ve yol gösterici olarak görmek anne-babanın ve çocuğun karneye yüklediği anlamı olumlu yönde etkileyecektir. Çocuk karneyi bir korku objesi olarak değil, bütün seneyi nasıl geçirdiğini, gelişimini ve desteklenmesi gereken yönlerini ona gösteren bir araç olarak değerlendirebilecektir. 

Tüm yılın sonunda, bazı çocuklar için karne istenmeyen ya da beklenmeyen şekilde karşılarına çıkabilmektedir. Çocuğun zaten zayıf bir karne ile ilgili üzüntü, utanç, pişmanlık gibi hisleri vardır. Anne-babanın bu duyguları görmezden gelerek karnedeki zayıflar için çocuğa bağırmaları, ceza vermeleri, başka arkadaşlarının notları ile kıyaslamalar yapmaları, okul değiştirmek ya da okuldan almakla tehdit etmeleri, çocuğun bu süreci daha yıkıcı yaşamasına sebebiyet verebilir. Bu yaklaşımlar, çocuğu motive etmediği, onu çalışmaya daha istekli hale getirmediği gibi ebeveynleri ile olan ilişkisini de zedeler. Çocuk anne-baba tarafından beğenilmediğini, yeterli, başarılı ve iyi bir evlat olarak görülmediğini, onlara layık olamadığını, onları hayal kırıklığına uğrattığını, ne yaparsa yapsın anne-babayı mutlu ve memnun edemeyeceğini düşünmeye başlayabilir. Bu düşünceler içerisinde olan bir çocuk da kendini sürekli mutsuz, yorgun, depresif hissedebilir; içine kapanıp sessizleşebilir; ya da tam tersi anne-babaya karşı agresif tutumlar içerisinde olabilir. Çabuk pes edebilir; yapabileceği şeyleri bile yapma konusunda kendine güvenemeyip geri durabilir ve gerçek performansını ortaya hiç koyamayabilir; kaygı düzeyi çok artabilir; bu durum uyku ve yemek alışkanlıklarını da etkileyebilir. Ebeveynlerin karneye verdikleri tepki, yükledikleri ve çocuğa hissettirdikleri anlam çocuğun da duygusal durumunu doğrudan ya da dolaylı olarak etkiler. 

Ebeveynlerin karne ile ilgili kendi tepkilerini vermeden önce, çocuklarının duygularını fark etmeye ve anlamaya çalışmaları, onlara söz hakkı vermeleri, onların karne ile ilgili fikirlerini ve değerlendirmelerini dinlemeleri çok daha doğru bir tutum olacaktır. Sonrasında çocuk ile birlikte karneyi değerlendirmek, tahmin edilenden düşük notları ele almak, nedenlerini sorgulamak, bu notları düzeltebilmek adına çocuğun neler yapabileceğini, yeni eğitim-öğretim yılına nasıl hazırlanabileceğini, yaz tatilini nasıl değerlendirebileceğini konuşmak ve yeni hedefler belirlemeye çalışmak çocuğun da bu süreci daha sağlıklı geçirebilmesini sağlayacaktır. Anne-baba-çocuk ilişkisini kalıcı bir zarara uğramadan dengede tutabilmek, çocuk için uygun çözüm yollarını bulabilmek, ancak karşılıklı konuşma, herkesin fikirlerine değer verme ve duyguları açıkça ifade etmeden geçer. 

Ödül ve Ceza

Birçok ebeveyn başarılı bir karneyi hediye alarak ödüllendirmeyi seçebilir. Hatta daha karneyi görmeden, iyi bir karne getirmesi koşuluyla istediğinin alınacağının sözünü verebilir. Çocuğunu çabasının karşılığını bu şekilde alabildiğini görmek her ebeveyni mutlu eder; gururlandırır. Tabi ki her çocuk tüm sene gösterdiği çaba sonucunda takdir edilmeli; övülmeli; ödüllendirilmelidir. Ancak bu durum çocuğun tüm isteklerinin sınırsız bir şekilde yerine getirilmesi ya da maddi açıdan çok yüksek değere sahip hediyelerle ödüllendirilmesi anlamına gelmez. Abartılı hediyeler çocuğun başarılı olmaya dair motivasyonunu azaltır ve sadece ödüle odaklanmasına neden olabilir. Alınacak hediyede önemli olan çocuk için ne kadar işlevsel olduğudur. Anne-babanın çocuğun emeğini görmeleri, takdir etmeleri, bunun hakkında konuşup çocuğu övmeleri, maddi hediyelerden daha anlamlı, anne-baba-çocuk ilişkisini besleyicidir. Çocuğu motive etme ve çalışmaya istekli hale getirmede daha etkilidir. Çocuk için önemli olan anne-baba tarafından beğenildiğini görebilmek ve takdiri duyabilmektir. Başarıyı sadece karneye odaklamak, karne başarısını çocuğun genel başarısını değerlendirmede kullanmak uygun tutumlar olmayacaktır.Zayıf bir karne sonucunda verilen cezalar da çocuğun gelişimine hiçbir anlamda katkı sağlamaz. Çocuk duygusal açıdan örselendiği gibi ders-okul-başarı kavramlarına karşı da olumsuz algılar geliştirmeye başlar. Ceza vermek yerine, başarının önündeki engellerin neler olabileceğini konuşmak, koyulan hedeflere ulaşabilmek için neler yapılabileceğini belirlemek, bir sonraki eğitim-öğretim döneminde çocuğun daha olumlu sonuçlar almasını kolaylaştıracaktır. 

Bir Çalışma Planı Hazırlama

Yaz dönemi için çocuğun eğlenebileceği, dinlenebileceği hem de akademik becerilerini destekleyebileceği bir planı yapmak çocuk açısından oldukça faydalıdır. Bu plan çocuğu da sürece dahil ederek onun da fikirlerini alarak, ilgi alanlarına ve yapmak istediklerine önem vererek planlanmalıdır. Bu planda ihtiyaç alanlarına yönelik akademik çalışmaların yanı sıra, anne-baba ile oyun saati, gezme zamanları, kitap okuma saatleri, spor, müzik gibi farklı aktiviteler de yer almalıdır. Planın uygulanması aşamasında da ebeveynler çocuklarını motive etmeli ve çabalarını fark ettiklerini vurgulayarak beğenilerini dile getirmelilerdir. 

Öneriler:

    • Çocuğunuzun nasıl bir öğrenci olduğu sadece karne başarısı ile değerlendirilemez. Öğretmenin size ilettikleri, sizin gözlemleriniz sonucu çocuğunuzla ilgili yaptığınız değerlendirmeler karne notlarından çok daha önemlidir. Bu nedenle çocuğunuzu iyi gözlemlemeyin; yeteneklerinin gelişimini, değişimini izleyin ve önerilerde bulunun.

    • Çocuğunuzu iyi tanıyarak, onun gelişim düzeyi ve becerilerine uygun beklentiler içerisinde olun. 

    • Çocuğunuzu sadece başarısızlıkları ile değerlendirmeyin ve akranlarıyla karşılaştırmayın. 

    • Karneyi ne bir ödül ne de bir ceza aracı olarak görmeyin. Karne, çocuğun gelişimi için kullanılabilecek bir değerlendirme aracıdır. Eksik noktaları tespit etmeyi kolaylaştırarak çocuğu hem akademik hem de psikolojik açıdan desteklemekte ebeveyne yardımcıdır. 

    • Çocuğun getirdiği zayıf notların sebebini iyi araştırın. Çocuğunuzun yaşadığı öğrenme, konsantrasyon, dikkat problemleri, aile içi özel durumlar, yaşam koşullarındaki değişimler, çocuğun okul algısı gibi pek çok durum başarı seviyesini etkileyebilir. 

    • Karnedeki zayıf notları aile içerisinde konuşun; olası nedenler ve sonrasında yapılabilecekler ile ilgili fikirleri açıkça paylaşın. Bu fikir alışverişlerini başarılı olunan dersler için de yapın. 

    • Karneyi beklemeden çocuğunuzun derslerinin gidişatı ile ilgili bilgi sahibi olun; böylece sonuçlara erken müdahale edebilirsiniz. 

    • Karneye yüklediğiniz anlamları değerlendirin ve karnenin sadece o döneme ait bir beceri değerlendirme aracı olduğunu unutmayın. 

    • Sonuca değil sürece odaklanan bir tutum içerisinde olun; çocuğun karne notunu değil sene içerisinde gösterdiği çabayı takdir edin. 

    • Çocuğunuza beğeninizi, ona güvendiğinizi dile getirin, olumsuz eleştiriden uzak, destekleyici bir tutumla ona inandığınızı hissettirin. 

Uzman Klinik Psikolog İrem Fırat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder